İki gün önce kaleme aldığım ‘Kenef Müdavimleri’ başlıklı yazımdan sonra ortalık karıştı.

O yazımda bize saldıranların bazı özelliklerini sıralamıştım.

O yazıda kastettiklerimizden çok kastetmediklerimizden ses geldi.

Veli’ye yazdık Ali, Çetin’e yazdık Metin üzerine alındı.

Ahmet’i yazdık Mehmet, Kısmete yazdık Nasip alındı.

Bunlardan biri de Ali Rıza Tığ.

O yazıda neye alındığını bilemem ama o yazıdan sonra tıpkı diğerleri gibi O da bize saldıranlar kervanına katıldı.

 

Canı sıkıldıkça; ‘Umut Şekerci’yi Beycuma Açık Cezaevi’ne göndermiştik’ diye övünüp durması yok mu…

En çok da buna gülüyorum (!)

Madem bununla gurur duyuyor ve yüzüne bir tebessüm geliyor, o zaman o süreçte yaşanan her şeyi olduğu gibi yaz da, okuyanların da yüzüne bir tebessüm düşsün.

Mesela sabaha kadar korkudan (!) uyuyamadığını, karga mokunu yemeden sabahın köründe Soğuksu Karakolu’na gidip şikayetçi olduğunu ve ‘canıma kast edilmesinden çekiniyor ve koruma talep ediyorum’ diye talepte bulunduğunu, bu talebinin geri çevrildiğini de yaz.

Yaz ki herkes senin nasıl  ‘yürekli’, ‘korkusuz’, ‘cengaver’ bir adam olduğunu bilsin!

Sahi, bu arada sen hangi kelimeyi üzerine alınmış ve seni bu kadar korkutan ne olmuştu da davacı olmuştun?

Yazmışken bunları da yazmalısın.

 

Bu arada sağ ol.

5 gün dinlenmek bana iyi geldi.

Dostlarımız sayesinde o 5 gün çabuk geçti, gitti.

Şu ÇETECİLİK suçlamasından ya da başka bir suçlamadan bir gün ceza alır mısın bilemem.

Ama açıkçası ben senin cezaevine girmene, senin benim cezaevine girdiğime sevindiğin gibi sevinmem.

Çünkü orada seni bekleyen çok fazla kişi var!

*******

BASIN SİTESİNDEN ÇİRKİN KOKULAR GELİYOR!

Resmi İlan alan gazetelerde ‘dolgu’ köşe yazarlığı yapan Derya Akbıyık nasıl bir vicdana sahip ve nasıl bu kadar rahat gezebiliyor anlamak mümkün değil.

Geçmişte iki kişinin ölümüne neden olduğu trafik kazasına karışan Akbıyık, vicdan muhasebesi yapacağına katıldığı TV Programında pişkin pişkin yanıtlar vererek, kendisini ‘ehliyetsiz’ ve ‘alkollü’ araç kullanırken yakalayan basın mensubuna ve bu haberi yapanlara ‘özel hayatı ihlalden dava açacağını söylüyor.

 

Akbıyık’tan bir önceki başkan Yusuf Günaydın ölene kadar Cemiyette başkanlık yapmıştı.

Muhtemelen Derya Akbıyık’ın da ölmeden o koltuğu bırakmaya niyeti yok.

Çünkü bir haber sitesi dahi olmayan, Türkçeyi katleden, imla kuralları nedir bilmeyen, 3 gazetesi olup bu 3 gazetesinin isimlerini kendisinden başkasının bilmediği birinin unvanı elinden gittiğinde sudan çıkmış balığa döneceği apaçık ortada.

 

Kariyer Medya olarak TOKİ tarafından yaptırılan Basın Sitesinde birçok şaibenin olduğunu defalarca dile getirmiştik.

Hem de sözde Akbıyık’ın önderlik ettiği o siteden tek bir daireye başvurumuz dahi olmadığı halde!

Neden yaptık bunu?

Çünkü; gerçekten o siteden daire almaya ihtiyacı olan birçok meslektaşımız vardı.

Fakat baktık ki, başvuru yapmadığımız halde bizden başka kimseden ses çıkmıyor, elimizi ayağımızı çektik.

 

TOKİ kurallarına göre aile geliri aylık 4.500 TL üzerinde olanlar Basın Sitesine başvuru yapamaz.

Ama Valilik eski Kalem Müdürü Mehmet Zafer Alas, hem gazeteci dahi olmadığı halde (!) hem de aylık geliri 4.500 TL’nin çok üzerinde olduğu halde Basın Sitesi’nden daire sahibi oldu!

Hatta dairelerin kura çekiminde Alas’ın dairesini de bizzat Zonguldak Valisi Erdoğan Bektaş çekti.

Vali Bektaş ile durumu bizzat görüştüğümüzde kurada yaşananların usule aykırı olduğunu söylememize rağmen ne cevap verse beğenirsiniz…

‘’Müdürümüz Alas beni ikna etti. Usulsüzlük var diyen gitsin dava açsın!”

Oysa Zonguldak’ın, müdürlerinin ikna edeceği Valilere değil, kanunları, yasaları bilen, halkının refahına göre nizami kuralları işletecek Valilere ihtiyacı var.

Diğer yandan TOKİ’ye göre; bir aileden sadece bir kişi başvuruda bulunabilir denilirken, Basın Sitesine bir aileden 2,3 ve hatta 4 kişinin başvurduğu da biliniyor!

 

Kariyer’in uzun süre gündemde tuttuğu bu iddialara mağdur duruma düşürülen gazetecilerden bile destek gelmedi.

Uzun aradan sonra ilk ve tek ses Halkın Sesi Gazetesi’nden geldi.

Halkın Sesi sormuş, bir de biz soralım;

Gazeteci olmayan kişiler Akbıyık tarafından Cemiyete üye gösterilerek daire sahibi yapıldı mı?

Eğer bu iddialar gerçekse bu isimler ne karşılığında üye gösterildi?

Üye gösterildiler ve bir şeylerin karşılığında bu üyelikler gerçekleştiyse burada nemalanan kim oldu?

Başkalarının adına sahte imza attın mı, attıysan bunun bir suç olduğunu biliyor musun?

Evet, dolgu köşe yazarı, söz sende.