YALANI GERÇEK GİBİ ANLATIYOR!
Bugün 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'ydü.
Siyaset ve bürokrasi camiasından çok sayıda 'engelliler günü' ile ilgili mesajlar yayınlandı.
İçlerinde en dikkat çekici olan Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem'in mesajıydı.

Erdem mesajında önce ansiklopedik bilgilere yer vermiş.
Sonrasında diyor ki; "Zonguldak Belediyesi olarak, engelli vatandaşlarımızın ihtiyaçlarına uygun hizmetler sunmak, onların yaşam kalitelerini  artırmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Engelli bireylerimizin daha bağımsız bir şekilde yaşamalarını sağlamak, sosyal hayata tam katılımlarını desteklemek en önemli önceliklerimiz arasında yer alıyor".
Duy da inanma!

Tahsin Erdem'in, Zonguldak halkı ya da bugünün önemi ile ilgili yazacak olursak engelli vatadaşlarımız, ne zaman önceliği olmuş? 
Belediyeye çocuklarının arkadaşlarını işe almaktan, belediyede personelin görev birimlerini yap-boz misali sürekli değiştirmekten ve kendisi için kurduğu koruma ile güvenlik hizmetlerini üst seviyeye çıkarma girişimlerinden başını kaldırıp da halka hizmete, engelli vatandaşlarımıza hizmete sıra gelmiyor ki!

Tahsin Erdem, engelli vatandaşların ihtiyaçlarına uygun hizmet sunuyor ve artırmak için çalışıyormuş...
Göreve geldiği günden beri seçilmek adına Zonguldak halkına verdiği sözlerden bir tanesini dahi hayata geçirmemiş ki engelli vatandaşlara hizmet  sunmuş olsun.

"Çalışmalarımıza devam ediyoruz" diye başladığı açıklamasında; günü süslü sözlerle geçiştirmek yerine, keşke göreve geldiği günden beri engelli vatandaşlar için hangi çalışmaları gerekleştirdiği bilgisini verseydi, daha iyi olurdu.
Ama kendisini anlıyoruz.
Engelli vatandaşlar adına tek bir hizmet sunmadığı için açıklamasına verdiği hizmetleri ekleyemiyor.

Kısacası; Tahsin Erdem yalanı gerçek gibi konuşuyor.
Yakışmıyor. 

*****************

AYARI BOZULMUŞ. MAHKEME SONRASI DÜZELMESİNİ UMUYORUZ!
Geçtiğimiz Ağustos ayının sonlarına doğru, Uzunkum sahilinde, 20'li yaşlarda, 'zihinsel engelli' bir kardeşimiz ailesi ile eğleniyor.
Akşama doğru aile toplanıyor ve merdivenlerden çıkarak yol kenarına park ettikleri araca binip evlerine gidecekler.
Tam o sırada önden giden genç, bir binanın arkasına geçiyor.
O sırada kimse yok.
Çocuk sıkışmış ve ne yaptığının bilincinde değil.
Adı üstünde, zihinsel engelli.

Çevrede birkaç kedi var.
Çocuk duvara doğru çişini yapıyor ve o sırada 3'üncü kattan bir kadın pencereden başlıyor bağırmaya.
Bağrışları duyan çocuğun annesi hemen koşup bağrışmaların olduğu yöne yöneliyor.
Ve; "Kusura bakmayın. Çocuğum 'zihinsel engelli', sıkışmış, yapmış.
Ne yaptığını bilmiyor."
 diye açıklamada bulunuyor.

Bu sırada kadının kocası eşine eşlik edip bağırıp çağırıyor...
Ama ne bağırma çağırma.
Ana-avrat dümdüz...
Hızını alamıyor, 'inersem aşağıya seni öldürürüm' diye tehdit ediyor.

Çocuğun annesi; "Lütfen haddinizi bilin, küfür etmeyin. Çocuğun durumunu size anlattım ve özür diledim" diyor ama nafile...
Küfürlerin, tehditlerin ardı arkası kesilmiyor.
Yaşanan olaya çevrede bulunan birçok kişi istemeyerek tanık olmuş.
Çocuğun annesine; "üzülme, boş ver, sen ona uyma" diye telkinde bulunuyorlar.
Ama 60'lı yaşlara dayanmış adam küfür ve tehditlere devam edince çocuğun annesi de; "artık yeter, sizi mahkemeye vereceğim" diyor.

Mahkeme lafını duyunca afallayan adamın eli ayağına dolaşıyor.
Çünkü çok sayıda kişi yaşanan olaya tanık!
Bu sefer farklı bir taktik uyguluyor ve iftiraya yönelerek; "çocuğun kedilerimize tecavüz ediyordu" diye bağırmaya başlıyor.
Çocuğun annesi de duvarda ki çiş izlerini gösteriyor ve fotoğraflıyor.

Bu kişi eskisi kadar olmasa da itibar sahibi.
Tanınan bir isim.
Ama anlıyoruz ki eski şatafatlı, bol bayili günlerini özlüyor ve o günlerine geri dönemiyor.
Elindeki ile yetinmek zorunda kalınca anaşılan 'Ayarı' bozulmuş!

Olay şu an mahkemelik.
Umarız mahkeme sonrası 'ayarlarına' döner.
Dipnot: O zihnsel engelli çocuk senin çocuğun da olabilirdi.
Ama yaşanılan olayda görüyoruz ki; 'ayarı' bozulmuş adamın engeli çok daha büyük!

********

Mustafa Çağlayan da Bir Tuhaf!
AK Parti İl Başkanı Mustafa Çağlayan, Tahsin Erdem için; "Sosyal Belediyecilik değil, Sosyal Medya Belediyeciliği yapıyor" demiş.
Çağlayan da bir tuhaf.
Yahu Erdem, sırf bu iş için daha önce hiç bir belediye başkanının yapmadığını yaptı.
'Sosyal Medya Paylaşımı' yaptırmak için personel aldı.
Hem de karı koca, ikisini birden!
Hem de aile yakınları oldukları için!
Hem de daha önce CHP ile hiç bir organik bağları olmadığı halde!
Hem de aylık yaklaşık belediyeye 100 bin TL yükleyerek!
(Bu konunun devamı da var ama bugünü engelli vatadaşlarımıza ayırdık. Artık yarına...)