Mükerrem Ayçiçek’in samimiyeti…?

Daha önce Kariyer’de; Mükerrem Ayçiçek’in tavırlarının, yönetim şeklinin ve söylemlerinin teşkilatta ve parti tabanında rahatsızlığa neden olduğunu yazmıştık.

İstifaların geleceğini de belirtmiştik.

Yazı ve haberlerimizin üzerinden hafta bile geçmeden Merkez ilçe yönetiminden 3 isim istifa etti.

 

AK Parti’nin 20 yıllık tarihinde Ayçiçek’in esamisi bile okunmamıştır.

AK Parti iktidarında referandum, yerel ve genel olmak üzere birçok seçim yaşandı.

Tekinde bile Ayçiçek’i sahaya çıkıp vatandaştan oy isterken gören olmuş mudur?

20 yıldır AK Parti için çalıştığına, toplantılara katıldığına, sahada vatandaştan oy istediğine dair tek bir gazete sütununda yer almış mıdır?

Ama nasıl oluyorsa  ‘ben dava adamıyım’ sözü dilinden düşmüyor.

 

Ayçiçek bazen öyle bir konuşuyor ki, duyan son 20 yılını Emral Çarşısı, Merkez Çarşısı ve Gazipaşa Caddesi’ndeki gelinlik dükkanı arasında değil de vatandaşla AK Parti arasında mekik dokurken geçirdi sanır.

 

Ayçiçek, kameralar önünde AK Parti’ye 10 yıl aradan sonra seçim kazandıran Ömer Selim Alan ve 20 yıldır partiye hem maddi, hem de beden olarak hizmet etmiş olan Zeki Tosun ile aralarının iyi olduğunu söylüyor.

Her iki isimden de ‘kameralar karşısında’ övgüyle bahsediyor.

Peki, bu iki isim hakkındaki düşünceleri ne kadar samimi olabilir?

Bunu da Murat Altay cevaplasın.

Ne dersin Murat Altay, sence Mükerrem Ayçiçek ‘ne kadar’ (!) samimi?

*****

 

ŞIRACILAR ve BOZACI Alan ile Tosun’a karşı!

Ailesi tarafından ‘dışlanmış’, aile şirketini batırmış, sonradan hem maddi sorunlarından hem de ‘tefecilerin’ kucaklarında ‘dans’ yapmaktan kurtulmanın yolunu siyasete girmekte bulan ‘acemi’ bir siyasetçi hakkında öyle iddialar geliyor ki kulağımıza…

Her biri, birbirinden trajikomik hikayeler.

 

Siyasete atıldığı partinin ülke genelinde bile oyu yok, ama Zonguldak’tan ‘milletvekili olacağım’ gazozu içiriyor millete (!)

Kendince açıklama saydığı birbirinden anlamsız ezber sözleri yayınlayacak 2-3 KAZ-TECİ var yanında!

 

KAZ-TECİLERİ nasıl seçiyor dersiniz?

Söyleyelim;

Kim Zonguldak Belediye Başkanı Selim Alan’dan ve AK Parti İl Başkanı Zeki Tosun’dan para isteyip alamamış, röportaj isteyip kapamamış, abonelik umup bulamamış ve bu yüzden Alan ile Tosun’u eleştiriyor ve hatta iftiraya varan haberler yapıyorsa onların arasından seçiyor.

Zaten bütçesi de ancak o KAZ-TECİLERİ karşılamaya yeter.

Parası olsa milyonu aşan tefe borçlarını öder, ne siyasete, ne de 3 kuruşa kalemşörlük yapan KAZ-TECİLERE bel bükmek zorunda kalmazdı.

 

Yaptığı her açıklamayı, (haber değeri taşımasa da) bu KAZ-TECİLERE haber yaptırarak kendini ‘önemli’ biri göstermeye çalışıp, tefecilerden sıyrılmaya çalışıyor.

Daha ikinci el telefon tüccarlığı perde arkasında…

O konuya da bir ara değiniriz.

Şimdi anladınız mı sürekli istediklerini alamadıkları için Selim Alan ve Zeki Tosun’u eleştiren KAZ-TECİLER ile kendisine bile faydası olmayan sonradan olma siyasetçi arasındaki ittifakı.

Kısacası, Şıracılar ile Bozacıların menfaat kardeşliğini.