Atalarımızdan bize kadar gelen güzel deyişler vardır.. Eğri oturup doğru konuşmak gibi. Bu yazıyı yazarken bu sözün gereğini de yapmaya çalışacağım.

        AKP iktidarı her felaketten faydalanmayı alışkanlık haline getirmiş bir parti. Kendi içlerinde yaptığı eğitimlerde de sanırım bu konuları üyelerine sürekli işliyor olmalılar ki, parti tabanından da bu yanlışlara ses çıkarılmıyor, tepki gelmiyor.  

        AKP Zonguldak Merkez İlçe Başkanı Mustafa Çağlayan sosyal medya hesabından ilginç bir paylaşım yapıyor. Paylaşım şöyle “19 Mart 'ta 19 mahallede, saat 19;19 da Covid19 için “Birlikte Yeneceğiz”. 65 yaş üstü komşularımız için kolonya ve maske ile kapınıza geliyoruz. Sosyal mesafeyi koruyarak temas etmeden bilgilendirme broşürleri kapınızda olacak”.

        Şimdi eğri oturup yazma zamanı!

        AKP ilçe başkanı Çağlayan bir süre önce şehrimize yatırım yapmak isteyen Alman firmasının önce özel hesabına yatırdığı, bu açığa çıkınca partinin hesabına aktarılan, iddialar karşısında Savcılığın takipsizlik kararı verdiği, ancak bu paranın akıbetinin ne olduğunu araştırmadığı paralar ile maske ve kolonya aldıysa bunu dilediği gibi dağıtabilir.

        Şimdi de doğru yazma zamanı..  

        Eğer söz konusu malzemeler “korona virüsü ile mücadele” programında açıklandığı gibi devlet kasasından alınıp dağıtılıyorsa ki öyle (bunlar yardım için ellerini ceplerine asla sokmazlar) AKP ilçe başkanı bunu dağıtamaz. Bunun adı devlet kesesinden siyaset yapmaktır ve suçtur.  

        Zonguldak Valisi Erdoğan Bektaş bu duruma derhal el koyup soruşturma açmak zorundadır. Sağlık il Müdürlüğünün elinde olması gereken bu malzemelerin AKP İlçe Başkanında ne aradığı sormalı, bu malzemelerin AKP Merkez İlçe Başkanına nasıl ulaştığını açıklamalıdır.

        Bir başka doğru ise şudur!   

        Mustafa Çağlayan yukarıda bahsettiğim kendine özel siyasi çıkmazdan devletin cebinden maske ve kolonya dağıtarak çıkamaz. Çünkü savcılığın takipsizlik kararı vicdanlarda yerini bulmadığı gibi, inandırıcı olmadığı da gün gibi ortadadır.  

        Çağlayan’ın ve AKP yönetimlerinin yaptığı doğru, dürüst siyaseti bulunduğu şehrin halkına hizmet için yapan bir siyasetçi davranışı değildir. Aynı zamanda siyasi ahlaksızlıktır. Yapması gereken tek iş siyasi yaşamına nokta koymaktır.

        Konu ile bağlantılı başka bir siyasetçiye geçeyim.    

        Tabi AKP’li Çağlayan’ın yaptığı açıklamaya CHP Merkez İlçe Başkanı Ebru Uzun tepki gösterdi. Yaptığı açıklamada “Ekonomik istikrar kalkanı destek paketi” kapsamında 65 yaş üstü vatandaşlarımıza kolonya ve maske dağıtılacağını açıkladı. Bugün Zonguldak AKP Merkez İlçe Başkanlığı durumdan vazife çıkararak 19 mahallede maske ve kolonya dağıttı. Cumhurbaşkanının talimatıyla yapılan bu girişimin Valilik yahut İl Sağlık Müdürlüğünce yapılması gerekmez miydi?” diye sordu. Devamında ise “bu tip çalışmaların ve hizmetlerin devletin görevlendirdiği yetkili ve ehil kişilerce, tüm önlemlerin alınarak yapılması gerektiğini düşünüyorum.

        Aksini alkışlayanların şu sokak röportajlarında; ‘corona morona işlemez bize, camiye gidip inadına cuma namazı kılacağız’ diyen şuursuzlar dan farkı yoktur” dedi.

        Bu tepki doğru mu? Doğru.

        Yerel basında bu haberleri okuyunca ilk aklıma gelen aşağıya yazacağım söz oldu.

         Atalarımız şunu da söylemiş; “bir lafa bakarım laf mı diye, bir söyleyene bakarım adam mı diye”.

        Ebru Hanımın söylediklerine bakıyorum, gerçekten söylenmesi gereken sözler, yani laf. Söyleyene bakıyorum, zimmet suçu işleyip de merkez ilçe başkanı olan birinin haklı tepkisine gölge düşmektedir. Yani adam değildir, inandırıcı olamaz. Kendi çalar, kendi söyler, söylediği doğru da olsa ne yazık ki kendi dinler.

        Yapılması gereken şudur. İşlediği Zimmet suçundan sonra siyasi yaşamına nokta koymak. CHP’yi kimsenin kirletmeye ve itibarsızlaştırmaya hakkı yoktur.

 

        TURGUT GÜVEN