Ülkemizde filtresiz çalışan termik santrallerin süresi 31.12.2019 tarihinden dolmuştu. AKP iktidarı bu tarihten önce termik santraller çevresinde yaşayan halkın sağlığını hiçe sayarak bu süreyi iki kez 3’er yıllık süreler halinde altı yıl uzatmıştı. Üstelik baca filtresi bulunmayan bu santrallere filtrelerini yaptırmaları için devletin kasasından teşviklerde vermişti.
Verilen süre dolduğunda devlet teşviki aldıkları halde baca filtrelerini taktırmayan bu santrallere mecliste yapılan görüşmeler sonunda üç yıl daha ek süre (2023 yılına kadar) tanınmıştı.
Bu karar çevre örgütlerinin ve sosyal medyada vatandaşın tepkileri ile karşılaşınca AKP’li Cumhurbaşkanı tarafından veto edildi ve içlerinde Çates ’in de bulunduğu 5 santralin üretimi durduruldu.
Başta Hamdi Uçar olmak üzere AKP’in üç milletvekili de termik santrallerin filtresiz çalıştırılıp halka ve doğaya verdiği zararı yok sayıp süre uzatımına “evet” demişlerdi. Bence bunun adı Zonguldak halkına zehir solutmaya onay vermekti.
Evet dedikleri yasa veto yiyince de nasıl oluyorsa alkışlayanlar yine bunlardı. Bu durumda kamuoyuna kendini anlatmak için yapılması gereken iş yaşananları çarpıtmak yanı kışkırtıcılıktı (provokasyon). Bu görev Hamdi Bey’e verilmiş olmalı ki konuyla ilgili hiç bir düşüncesi olmamasına rağmen yerel medyada bu işe soyundu.
Geçtiğimiz günlerde Elmas tv’de Gamze Özdemir’in yönettiği bir programa katılan ve “ÇATES’in ne zaman üretime açılacağını merak ediyoruz” sorusuna Uçar, CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz’ı suçluyor.
Hamdi Bey yukarıda yazdığım süreci bilmiyor mu? Meclisin bir üyesinin bilmemesi mümkün mü? Ancak doğruyu söylemiş olsa “biz üç vekil suçluyuz” diye anlaşılacağından yapılacak tek iş kışkırtıcılık yapmak.
O’da yüzü hiç kızarmadan görevini yapıyor ve programda Yavuzyılmaz’a karşı şu sözleri sarf ediyor.
"Onlar timsah gözyaşları döküyor.
CHP 5 tane santralin kapatılmasını neden oldu.
En son veto edilen kanunda bu vardı. 6 ay içinde proje yapılması bu vardı. Muhalefetin amacı istihdam, üretim değildi.
Orası kapansın, Sivil toplum örgütlerine, özellikle TEMA’ya kulak vermekti. Orada çalışan insanlarımıza, oraya kömür veren arkadaşlarımıza hoş görünmek istiyorlar.
Vallahi orayı kapattıran, pişkin olduklarını ortaya koyan bir süreç.
Santralin kapanmasında başrolü oynuyorsunuz, neden açılmıyor diye sorular soruyorsunuz. Bu pişkinliktir." (bu cümleler Uçar’ın ağzından çıktığı gibi yazılmıştır.)
Uçar’ın suçluluk telaşı ile sarf ettiği doğru olmayan bu sözler üzerine Yavuzyılmaz termik santraller konusunu Uçar’ın dilediği ve istediği televizyon programında tartışmaya ve Zonguldak halkını bilgilendirmeye davet etti.
Bu davete Uçar yerine “iktidar yandaşı şamar oğlanı gazeteci” görüşünü açıklıyormuş pozlarında cevap verdi ve “çıkmaz” dedi.
İşin gerçeği şu, AKP’li politikacılar iktidara geldikleri günden bu güne Türk Halkını doğru olmayan açıklamaları ile aldatıp sıra muhalefetle karşılıklı tartışmaya geldiğinde sırf gerçekler ortaya çıkmasın anlayışı ile ekranlardan resmen kaçıyorlar.
Hamdi Bey; işte meydan, yukarıda sarf ettiğiniz “doğru olmayan” sözler ortada. Sözlerinizin arkasında iseniz, ayrıca yüreğiniz yetiyorsa buyurun ekran karşısına Zonguldak insanı gerçeği öğrensin. Aksi durumda “yalancı” durumuna düşeceksiniz.
Sözün özü şu!
Bu sözlerin doğru olmadığını, kışkırtıcılıktan başka çaresi kalmadığını Hamdi Bey’de, Zonguldak’ta yaşayan aklı ve mantığı olan her insan bal gibi biliyor.
Ayrıca ülke gündemine doğru olmayan sözler sarf edip ekranlardan kaçmak AKP’nin genlerinde var. Amaç Türk Halkını kandırmaktan başka bir şey değil.
Ne yazık ki, 18 yıldır da bu aldatmaca devam ediyor.
Ve 8 Mayıs’ta Elmas TV’de Gamze Taşdemir’in programında Yavuzyılmaz tek başınaydı. Ekrana çıkıp Zonguldak halkını ilgilendiren bu sorunu tartışıp gerçeklerin ortaya çıkmasına Hamdi Uçar’ın yüreği yetmedi, cesaret edemedi. Ancak şunu bilsin ki her konuda olduğu gibi termik santraller konusunda da maskesi düştü..
TURGUT GÜVEN
