CHP’de İlçe ve il kongreleri sonrası oluşan yönetimler ile ilgili salgın günlerinde özellikle bir şeyler yazmadım.

                  Sebebi şudur!

                  Yönetimler yeni oluştu, birbirleri ile tanışma ve kaynaşma dönemindeler. Bu süreçte gelecek günlerde uygulayacakları projelerini hazırlanması içindedirler, bekleyip görelim düşüncesidir.

                  Geçmiş dönemlerde de yöneticilik yapmış ve hiçbir politika üretememiş bu kişilerden doğru işler beklemek hayaldi, öyle de oldu.

                  Geçmiş dönemde ilçe başkanlığını becerememiş biri il başkanlığına taşındı ve eline yönetim kurulu oluşturulup bunlarla çalışması istendi. Bir dönem önce de Umut Başoğlu ve Hakkı Güney’in il başkanlığı yaptığı yönetimlerde böyle oluşturulmuştu.

                  Aynı yöntemi tekrarlayarak başarı beklemek ahmaklık değilse nedir.

                  Murat Pulat dürüst biri olabilir! Ancak kendini ifade edebilen, düşünce üreten biri mi? Bırakın gündem belirleyip sorun çözmeyi, adını soyadını söylerken bile sıkılıp yüzü kızaran biri, CHP’yi Zonguldak gibi zor bir şehirde temsil edebilir mi?  AKP politikalarına karşı fikir üretebilir, şehrin gündemini oluşturabilir mi?

                  Merkez ilçe de aynı şekilde kurulmadı mı? Ebru Uzun iki dönem önce yaptığı ilçe başkanlığı çok mu başarılıydı. Seçildikten kısa bir süre sonra üçe bölünmüş bir yönetim haline geldiler.

                  Aslında siyaseti bilen bir ilçe başkanı bu bölünmeden ortak akıl üretilebilse bu ayrışma avantajda olabilir. Ancak Uzun, üçe bölünmüş bir yönetimden ortak aklı üretecek akla sahip değil. Yönetme becerisi yok.

                  Bir dönem önce en kritik zamanda merkez ilçe yönetimini istifa edip yönetimi düşürmeye çalışanların bir kısmı merkez ilçede bir kısmı il yönetimine yerleşmiş durumda.

                  Kimse kusura bakmasın her iki yönetimde de bazı kişileri ayrı tutarak yazıyorum. Ancak ayrı tuttuğum bu kişilerin bu şekilde oluşturulan bir yönetimlere nasıl girdiklerine de şaşırmıyor değilim.

                  60’lı 70’li yaşlarda birilerinin adamı olarak anılmak ve bu mirası çocuklarınıza hatta torunlarınıza taşımak nasıl bir anlayıştır? Özgür aklınız ve davranışınıza ne oldu?

                 Salgın döneminde olup bitenin, yapılan yardımların kontrolünü, kimlere yapıldığını, şehrin gündemini belirlemede öncü olmayı ne il ne de merkez ilçe başarabildi.

                Salgın günlerinde Vali Beyin sağlıkçılarla ilgili sarf ettiği sözlere bu yönetimlerden bir açıklama duydunuz mu? Ya Selim Alan’ın şehrin gazetecilerini tehdit etmesini. Yine salgın günlerinde başlatılan “sahil projesi” konusunda CHP’nin görüşünü bilen var mı?

                Her iki yönetimde milletvekillerinden uzak, ilişkileri yok, birbirlerinden haberi yok. Murat Pulat kendisini arayan milletvekilinin telefonunu açma zahmetini göstermediği gibi, geri de dönüp aramıyor bile.   Peki, nasıl olacak örgüt bütünlüğü?

                Beğenirsin beğenmezsin, partinin Milletvekili Zonguldak sorunlarını gündeme taşıyor, il ve ilçe yönetimlerinin haberi olmadığı gibi ve bu konuda bir tek açıklama da yapmış değiller. Örneğin Kozlu sahilindeki tıbbi atıklar CHP il ve ilçe yönetimlerinin ilgilenmesi gereken bir konu değil mi?

                Bilerek ve isteyerek aday oldunuz kongreleri kazandınız il ve ilçe başkanı oldunuz. Aday olurken partinin iki milletvekilinin kim olduğunu biliyordunuz. Sevseniz de sevmeseniz de ast üst ilişkisi içinde CHP’nin Zonguldak’ta başarılı olması için birlikte çalışmak zorundasınız.

                Bu anlayışta buluşmayanlar önce partiye, sonra bu şehrin sorunlarına ortak çözüm öneremeyecekleri için Zonguldak’a ihanet etmiş olurlar.

                Sırası gelmişken önemli gördüğüm bir konuya değinmek isterim. Çünkü geçen süre içinde hiçbir şey yapılmaması bu suçun üstünün örtülmeye çalışıldığını düşünmeme sebep oldu.

                Zonguldak Belediyesinin CHP’li meclis üyeleri salgın öncesi yerel basında haber yapılan “Selim Alan’ın özel kalem müdürü atamasını” takip etmiş ve belediye meclisinin gündemine taşımıştı. Alan bu iddiayı önce yalanlamış olsa da CHP grubunun ısrarlı soruları karşısında “yaptımsa ben yaptım” diyerek kabul etmişti.

               Peki; Alan’ın suçu kabullenmesi karşısında ne yapıldı?  

               Alan’ın işlediği suçu kabul etmesinden bu güne CHP il ve ilçe başkanı ve yönetimleri yasa dışı bu atamayı yargıya taşıması gerekmiyor muydu?

               İl Başkanı Murat Pulat ve Merkez İlçe Başkanı Ebru Uzun böyle bir görevlerinin olduğunu hatırlatmak isterim.

               CHP’de bu konuda danışılacak birçok hukukçu varken hala ne beklendiğini herhalde Zonguldak halkıda merak ediyor olmalı.  

               Bu suçu yargıya taşımamak Alan’ın işlediği suça ortak olmaktır. Suçu tespit edip suç duyurusunda bulunmamak aynı zamanda suçtur.

 

              TURGUT GÜVEN