Zonguldak eşsiz bir cennet gibi bir şehir aslında.
Değerini bilene tabi...
Harika koyları, plajları, şelaleleri, mağaraları, tarihi yapıları, yeşili ve deniziyle zor bulunan doğal güzelliklere sahip.
Ama bir güzellik bulduğumuzda tahrip etmekte üstümüze yok!
Uzun süredir Zonguldak'ın cennet görünümlü koylarından olan Orta Kapuz ve Tersane plajlarını kullanamıyoruz.
Devlet Demiryolları tarafından istinat duvarı, üst geçit ve asansör inşaatı devam etmekte.
DDY İkinci Bölge tarafından bir inşaat firmasına ihale edilerek yürütülen istinat duvarı,
üst geçit ve asansör inşaatı sırasında çıkan harfiyat ise firma tarafından bilinçsizce denize dökülüyor, sahilde bırakılıyor.
Bu eşsiz güzellikteki koylarımızın güzelliğinin bozulmasına,
dökülen harfiyatlarla doğanın tahrip edilmesine nasıl müsade ediliyor?
'Bir işi yaparken başka bir güzelliği bozmak mıdır?' Zonguldak'ta hizmet etmek.
Zonguldak eşsiz doğa güzelliğinin, yeraltı zenginliğinin yanı sıra bir o kadar da sahipsiz bir şehir aslında.
Allah vermiş, kullar sahip çıkamamış.
(Kullar derken basiretsiz, beceriksiz siyasetçiler ve bürokratlar kastedilmektedir)
Bir iş yapılırken başka bir şeyi korumak için vatandaşlar tepki göstermek zorunda kalıyor her zaman.
Oysa bir iş yapılırken getirisinin ve götürüsünün, dokusunun bozulmamasının hesaplanması zor olmasa gerek.
Yer üstünde cennet var; değeri bilinmez, tahrip edilir, harfiyat dökülür, çöp doldurulur.
Yeraltında ülke sanayisini beslemiş, en önemli doğal kaynak taşkömürü var,
taşkömürünü çıkarmak için ihmaller zinciriyle binlerce vatandaşımız can vermiş.
Turizm için elimizde altın değerinde Filyos (Tios) Antik Kentimiz var,
kazı çalışmaları için yeterli ödenek sağlanmadığı için günyüzüne çıkarılamayan...
Ve ve ve...
Zonguldak kısır siyasi çekişmelerle gün öldürürken bir arpa boyu yol alamamış.
Türkiye'yi sırtlayan Zonguldak, Türkiye'nin sırtında kambur olarak görülmeye başlamış.
Buradan bakınca bir cennet olan şehrimiz, Ankara'dan bir nokta olarak görülmüş.
İyi bir Zonguldak lobisi oluşturamadan,
Kafatasçı siyaset yaparak da farklı görülmesini beklemek malesef çok zor.
Sen ben kavgasını bırakıp biz olmayı başaramadığımız sürece daha çok arkasından bakakalırız değerlerimizin, güzelliklerimizin.