Zonguldak çok acı bir gün yaşadı dün.
Kilimli ilçesine bağlı Çatalağzı Beldesi'nde Kilimli Atatürk Anadolu Lisesi öğrencilerini taşıyan servis, şoförün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle 100 metreden uçuruma yuvarlandı.
Bir evladımız Büşra Akın hayatını kaybetti.
17 öğrenci ve serviş şoförü yaralandı.
Kilimli Şirinköy Çalca Mahallesi'nden Lise 2. sınıf öğrencisi yavrumuz Büşra'nın baba ocağına ateş düştü.
17 öğrenci yaralı.
Tedavileri sonrası hiç bir hasar kalmasa dahi yaşadıkları bu travmayı ömür boyu taşıyacaklar.
Kaza sonrası ihmalleri tartışıyoruz.
Hep yaptığmız gibi...
Şoför hızlı mıydı?
Araç servise uygun muydu?
Bariyerler neden yoktu?
Tüm bu tartışmalar o gencecik canı geri getirebilecek mi?
Ailesinin yüreğine düşen koru söndürebilecek mi?
17 gencecik çocuğun yaşadığı travmayı hafifletebilecek mi?
Biz bunu hep yapıyoruz aslında!
Her yaşanan olumsuzluğun ardından suçluları arıyoruz ama öncesinde olabilecekleri öngörüp yaşanacakların önüne geçemiyoruz.
Kaza her seferinde geliyorum diyor ama görmezden geliyor, sonrasında ise bol bol konuşuyoruz.
Bugün Büşra'nın cenazesi var.
Bir kaç gün sonra ise gündem değişecek yine, her zaman olduğu gibi.
Değişmeyecek olan tek şey ise o ailenin yüreğindeki yangın.
Bir evlat kaybetmenin acısını kim anlayabilir.
Yetkililere sorsanız herkes işini layıkıyla yapıyordur.
O zaman suçu çocuklarda mı arayalım?
O servise bindikleri için hata mı ettiler?
Bartın Amasra'daki grizu faciasından sonra olduğu gibi bir kaç gün gündemde tutup aileleri yangınlarıyla başbaşa mı bırakalım?
Yoksa başka Büşra'lar ölmesin diye çözüm mü bulalım?
Bu kazada maden faciasında olduğu gibi en ufak bir ihmali olan benim gözümde katildir!
Kim olursa olsun, rütbesi ne olursa olsun.
Çocuklarını okula gönderen ailelere kim hesap verecek?
Servise bindikleri an itibariyle devletin güvencesinde olması gereken çocuklarımız neden uçurumdan toplanıyor?
'Servis şoförü hızlıydı' deniliyor.
Acaba kaç servis çekiyor da yetişmeye çalışıyor?
Bu izni kim verdi?
'Yol tehlikeli, bariyer olsaydı uçuruma yuvarlanmazdı' deniyor.
Yolların tehlikeli olduğunu, olası kazada can kaybı yaşanacağını görmek için Büşra'ların ölmesi mi gerekli?
'Servis aracı uygun şartlarda değildi' deniyor.
Denetleyici mekanizma çalışmıyor mu?
Tüm bu soruların yanıtlarını önce ailelere, sonra kamuoyuna açıklayın sayın yetkililer.
Ve başka Büşra'ların ölmeyeceğinin garantisini verin ailelere.
Ya da "biz yönetemiyoruz, siz kelle koltukta yaşamaya devam edin" deyin.
'Kader' deyin mesela, 'fıtrat' deyin.
En kolay çözüm!
Büşra'ya Allah'tan rahmet, ailesine sabır diliyor, yaralı gençlerimize acil şifalar diliyorum.