Ülkemizde 2010 yılında yapılan anayasa değişikliği, sonrasında yapılan referandumla rejim değiştirildi ve “tek adam” rejimine geçmiş olduk. Kimileri yönetim şeklimize farklı isimler koymaya çalışıp durumu yumuşatmaya çalışsa da ülkemizde uygulanan rejimin adı tek adam rejimi yani, faşizmdir.

         Ülkenin büyük çoğunluğu siyasi iktidarı eleştirmekten korkuyor.

         Halkımız sokak röportajları yapan tv kanallarına gerçeği anlatmaktan korkuyor.

         Sosyal medyada iktidar aleyhine paylaşım yapmaktan, yapılanları beğenmekten korkuyor.

         Eleştirilere hakaret davaları açıldığı için, insanlarımız gerçeği söylemekten korkuyor. Düşünce özgürlüğü iktidara yöneldiğinde hakaret sayılıyor.

         Yandaş tv kanallarına tüm imkânlar sağlanırken, AKP eleştirisi yapan tv kanallarına RTÜK tarafından büyük miktarlarda para cezaları kesiliyor.

         Ülke de durum bu! “Tek adam” rejimi kök salmaya çalışıyor büyük oranda da başarılı oldu gibi. Çünkü başta sendikalar olmak üzere Demokratik Kitle Örgütleri yok edildi, bir şekilde susturuldu.

         AKP’nin ülkeyi getirdiği yerin kısa tarifi bu.

         Peki, ya ana muhalefet partisi CHP’de neler oluyor.

         CHP’de il kongreleri bugün tamamlandı. Ankara ve Zonguldak il kongrelerini izledim. Ankara il kongresinde yeterli sayıda delege imzası topladığı halde eski Gençlik Kolları Genel Başkanı Ayhan Yalçınkaya sırf genel merkeze muhalif olduğu için il başkanlığına aday yapılmadı.

        Zonguldak’ta ise 24 Haziran Genel seçimlerinde Umut Başoğlu’nun istifasından sonra il yönetimi içinde tartışmalı bir seçim sonucu hasbelkader il başkanı olan Hakkı Güney sandıkta kaldı. Çokta iyi oldu. Yeni il başkanı Murat Pulat. Bence Hakkı Güney’den en önemli artısı şaibeli biri değil. Ayrıca yönetiminde güven duyduğum, doğru işler yapacağına inandığım arkadaşlarım var.  

         CHP Genel Merkez yönetimi parti içi seçimlerin takvimi yayınlandıktan hemen sonra “tek adaylı il kongreleri” yapmanın alt yapısını oluşturmak için bölge toplantıları yaptılar. Bu projelerinde de baya başarılı oldular.

         Başta İstanbul, İzmir, bugün Ankara da olmak üzere daha birçok ilde tek adaylı kongreleri gerçekleştirdiler. Tek adaylı kongreler büyük oranda mevcut yönetimin yani CHP’de tek adam yönetimi kurmak isteyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun işine yarar.    

         Görsel ve yazılı basın aracılığı ile il kongrelerini yakından takip etmeye çalıştım. İl kongrelerinin tamamı “blok liste” ile yapıldı. Bu seçim yöntemi parti içinde demokrasinin olmadığının, benimsenmediğinin kanıtıdır.  

         Blok liste parti içinde gruplaşmayı ve gruplar arasında muhalefeti arttırır. Çarşaf liste, partide barışı hâkim kılar, kaynaşmayı sağlar, gruplar arası diyaloğun yolunu, partiyi birlikte yönetmeyi, ortak aklı bulmanın yolunu açar.

        18.11.2009 Tarihinde yapılan kurultayda Kemal Kılıçdaroğlu parti içi demokrasi sözü vermişti. En önemli sözlerinden biri, “bundan sonra bu partide aday olanlar üyelerle yapılan önseçimle belirlenecektir” demişti. Genel başkan olduktan sonra yaptığı dört tüzük kurultayı ile tek adam rejimini kurdu.

        Yeni tüzük ile CHP’de olağanüstü kongre imkânsız hale getirildi. Ön seçim genel merkezin keyfine bırakıldı. Artık örgütlere adayların nasıl belirleneceği sorulmuyor. Parti içi demokrasi kalmadığı içinde ilçe ve il örgütleri de bu konuda görüş bildirmeye çekiniyor, genel merkez tarafından kara isteye alınırım düşüncesiyle korkuluyor.  

         Çok önemli bir ayrıntıdan bahsederek yazımı bitireyim. Önce ilçe, son bir aydır il kongrelerini takip ettim. Kongrelerin tamamında belediye başkanlarını çok etkili olduğunu gördüm. Belediye başkanlarının taraf olma, yönetimi belirleme hakkı yoktur, öncelikle bunu belirteyim. (Bu konuya gelecek günlerde değineceğim.)

         En önemli gördüğüm ise şu! Kongrelerde düşüncelerini belirten birçok delege genel merkezin ve Genel Başkanın yanlışlarını eleştirmekten çekiniyor hatta korkuyor. Bu durum CHP’ye yakışan bir durum değil, parti içi demokrasilerde “eleştiri haktır”. Bu korkaklık CHP geleneklerinden yoktur.

          İşin özü şu! CHP Genel Merkezini ve Genel Başkanın yanlış uygulamalarını ilçe ve il kongrelerinde eleştirmekten korkulması CHP’de tek adamlığın yerleştirdiğini gösterir.

         Bu durum CHP’ye yakışmıyor. Demokrasi olmayan her ortamda keyfilik egemendir. Onun için diyorum ki, CHP Genel Başkanı ve üst yönetimi bu akılla duvara toslar.  

 

       TURGUT GÜVEN