Tüm dünya korona salgını ile mücadele ediyor. Her ülkeden insanın duygularını titreten fotoğraflar ve görüntüler izliyoruz. Sanki hep birlikte müthiş bir korku filminin oyuncuları gibiyiz.

        Gündemi yerel ve ulusal basından olduğu gibi sosyal medyadan takip edenlerdenim. Dünyanın her ülkesinde sağlık çalışanları salgına karşı büyük bir savaş veriyorlar. Yürek burkan görüntüler olduğu gibi arada sevindiren ve umutlandıran görüntülere de şahit oluyoruz.

        Sağlıkçı bir anne babanın çocukları ile uzaktan konuşmalarının videosu, bir başka sağlıkçı babanın küçük prensine kendisine neden sarılmaması gerektiğini anlatması yürekleri parçalıyordu.

        Yine bir sağlık çalışanı kadının sürekli takmak zorunda olduğu maskenin yüzünü tahriş edip yara olması bir başka iç burkan görüntülerdi.

        En son ise salgından kurtulan hastaların yine sağlık çalışanları tarafından alkışlarla ve ellerine çiçek verilerek taburcu edilmesi bir başka duygusal anlardı.

        Ve Türkiye Büyük Millet Meclisi.

        CHP'nin sunduğu "sağlıkta şiddet" yasa teklifi AKP ve MHP iktidarınca reddedildi. Üstelik sağlıkçıları alkışladığımız bu günlerde.

        CHP’nin verdiği teklif bir buçuk yıldır komisyonda bekliyordu. Bu sürede 20 bin, son 7 yılda 90 bin sağlıkçı şiddete uğramış, 2005 ila 2019 yılları arasında dokuz hekim görevlerinin başında öldürülmüştü. Bu konudaki bilanço diğer ülkelere göre zirve yapmıştı.

        AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin “Hekimlerimize karşı yapılan bu şiddet hareketlerini başından beri kabul etmemiz mümkün değil” demiş olmasına rağmen hem kendisi hem de AKP ve MHP milletvekilleri CHP’nin sağlıkta şiddet teklifine ret oyu verdiler.

        Bence sorun sistemde. AKP ve MHP milletvekilleri özgür iradeleri ile oy kullanamıyor, artık saraydan gelen talimatlara uyuyor. Muhalefetten geldiyse doğru da olsa reddedeceksin bitti. Demokrasi bu değil.

        İşte bu kritik günlerde AKP ve MHP sağlık çalışanların beklediği bu yasa teklifini reddediyor, üstelik de reddi alkışlarla kutluyorlardı.

        AF YASASI..!

        Ülke salgın ile uğraşırken AKP ve MHP bu felaketi siyasi fırsata çevirme peşinde. Bu nedenle af konusunu gündeme getirdiler.

        Kimlerin affedilip ceza evinden çıkacağı konusuna girmek istemiyorum ancak kısaca şunu söylemek mümkün AKP karşıtlarının dışında her suçluya af var. Kalem tutuklu, silah serbest kalacak.

        Benim kafama takılan bu yasa görüşülürken Başta CHP olmak üzere muhalefet partilerinin takındığı tavır sosyal medyanın da gündemindeydi.

        330 oyun kullandığı oylamada teklif 279 evet,  51 ret oyuyla kabul edilerek yasalaştı.

          Mecliste 589 milletvekili var. AKP ve MHP toplam 340 milletvekiline sahip. Bu bloğun 61 milletvekili oylamaya gelmemiş. Rahatsızlığı bilinen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bile oylamaya katılmış.

        CHP, İyi Parti ve HDP milletvekillerinin toplamı 237, diğer partilere dağılan milletvekillerinin toplamı ise 12. Toplam 249.  

        Sosyal medyada tartışılan konu ise yasaya karşı çıkması gereken muhalefet milletvekillerinin 186’sının neden mecliste olmadığıydı.

        CHP Grup Başkan Vekili Engin Özkoç muhalefet milletvekillerinin katılmama nedenini salgın hastalık olarak göstermiş. O zaman akla şu soru geliyor; bu salgın AKP ve MHP milletvekillerine bulaşmıyor mu?

        Yasa tüm muhalefet milletvekilleri katıldığında da geçerdi. Ama doğru bir duruş göstermek gerekmiyor mu? En azından hepimiz oradaydık direndik ama geçti demeye hakları olmaz mıydı? İşte bu davranış halkın muhalefet partilerine güven duymamasını sağlıyor.

        Bana göre muhalefet partilerinin yanlışı şu. Mecliste muhalefet etme dönemi bitmiştir. Çünkü muhalefet partileri hangi yasayı getirirse getirsin AKP ve MHP bloğundaki robotlaşmış milletvekillerinin reddedeceği kesin.

       Bu nedenle muhalefeti meclis dışında alanlarda halk ile birlikte yapma zamanıdır. Bu yasa mecliste görüşülürken salgın nedeniyle alanlara çıkmak mümkün değildi.

       Peki; ne yapılabilirdi?

       İnsanlarımız hazır evde oturup bilgisayar başındayken muhalefet partilerinin il ve ilçe yöneticileri evde oturan bu halkı AKP ve MHP genel merkezlerine, milletvekillerine mail adreslerine ve sosyal medya hesaplarına mesaj yağdırabilirdi. Meclis Başkanlığına bu iki partinin grup başkan vekillerine yasayı protesto mesajları atabilirdi. Sosyal medyada “Af yasasına hayır” kampanyaları düzenleyebilirdi.

       Mademki meclise tamamınız gitmiyorsunuz, bu durumda çıkarılması gereken yasanın sakıncalarını da anlatmanıza gerek yok, gidersek nasılsa bir şey değişmeyecek anlayışı doğru değil..

       Peki; Zonguldak’ın AKP’li üç milletvekili bu yasalar meclise geldiğinde ne yaptılar? 

       Her üçü de sağlıkta şiddet yasasına “hayır” derken, sapığın, hırsızın, dolandırıcının serbest kalıp Zonguldak’ta yeni suçlar işlemesine “evet” dediler.

      ÖNEMLİ NOT:

      Bu gün 15 Nisan 2020. Ülke genelinde korona salgınında 115 insanımızı kaybettik. Bunlardan biri de ortaokul birinci sınıfta tanıdığım, okul, iş ve siyaset arkadaşım Fevzi Bekar dı. Günlerdir direndiği salgına bugün yenik düştü ve sessiz sedasız bu dünyadan göçüp gitti. 

      Güzel insandı Fevzi. Kimseye kızmaz, sesini yükseltip kırmazdı. Yokluğuna alışmak ve unutmak mümkün olmayacak, anıları ile gönüllerde yaşayacaktır. Yakınlarına ve sevenlerine sabırlar diliyorum. Işıklar yoldaşı olsun.    

      TURGUT GÜVEN