CHP Merkez ilçede yarın kelimenin tam anlamıyla dananın kuyruğu kopacak. Dört adaylı yarışta kimin ipi göğüsleyeceği, seçimin favorisi belli değil.
Sonucu belirleyecek olan gruplar içindeki asker delegeler değil, gruplar dışında kalan özgür delegeler olacaktır. Doğru sonuç almak için özgür delege sayısının fazla olması gerek.
Merkez ilçede kongre sürecini yakından takip ediyorum. Parti içinde doğru bulduğum, işleyişi uygun, seviyeli, partinin geleceği için hareket eden delegeler olduğu gibi, bu değerleri kenara itmiş, tam tersi davranan delegeler olduğunu da biliyorum.
Kongre öncesi kafamı kurcalayan iki konudan bahsetmek isterim.
İlki şu!
Yaşamda ahde-vefa oldukça önemli gördüğüm davranışlardan biridir. Nankörlüğü yaşamın hiçbir alanında kimse uygun bulmaz. Ancak siyasi bazı davranışları doğru bulmadığımı ikiyüzlülük hatta nankörlük olduğunu belirtmeliyim.
Seversiniz, sevmezsiniz. Harun Akın bu şehrin siyasetçilerinden biri. Birkaç kez il başkanlığı, sonrasında milletvekilliği yapmış. Zonguldak’ın siyasi tarihinde iyisiyle kötüsüyle adını yazdırmış.
Son birkaç senedir Ebru Uzun’a destek verdiği biliniyor. Bence Uzun’u rüyasında bile görse inanmayacağı bir yere taşıyan, CHP’de tanınmasını sağlayan da Harun Akın. Uzun, Akın gibi birinin desteğini aldığı için geçmişte ilçe başkanı olabildi bu inkâr edilemeyecek bir gerçek. Uzun’un hayatını değiştirdi desem abartmamış olurum.
Bakınız, işin başından bu güne Ebru Hanıma “Harun Akın bu işin neresinde, sizi destekliyor mu?” diye soruluyor. Bu soruya hanımefendi “hayır beni desteklemiyor, hiçbir alakamız yok” gibi cevaplar veriyor.
Oysa çok iyi biliyorum ki, işin başından beri Akın’ın Uzun’u destekliyor. Bahçelievler mahallesinde iptal edilen seçimden sonra bu destek açıktan sürüyor.
Peki, bu inkâr, desteği saklama doğru bir davranış mı? Akın’ın desteğini kabul edip saklamak, inkâr etmek neden!
Akın bu durumdan rahatsızlık duyuyor mu bilmiyorum. Ancak Ebru Hanımın bu davranışı ahde-vefasızlığın bir sonraki aşaması, yani tam bir nankörlüktür.
Diğeri ise şu!
Kongrede sonucu asker delegeler değil sağduyulu özgür delegeler belirleyecek.
Özgür delege Ebru Uzun veya Sevgi Alay’ı desteklediklerinde özgür değil uzaktan kumandalı bir ilçe başkanı seçmiş olacaklar. Çünkü adını yazdığım bu iki adayda ilçeyi yönetim kurulu üyeleri ile ortak akılla değil, kendisine destek verenlerin, ilçe başkanı yapanların uydusu olacaklar.
Uzun daha önce bir dönem yaptığı ilçe başkanlığında bunu zaten ispatladı. Alay ise bilgi birikimine ve davranışlarına baktığınızda yetersiz olduğu için böyle bir desteğe, (uydu olmaya) ihtiyaç duyacak.
Osman Zaimoğlu’nun son günlerde ortaya çıkan AKP’nin yan kuruluşu “Diriliş Osmanlı” ilişkileri parti üyeleri ve delegeleri arasında hoş karşılanmadığını dün yazdım. Adaylıktan çekildiğinde yukarıda yazdığım tüm endişelerin ortadan kalkacağı, bu davranışı ile CHP’ye büyük bir katkı sağlayacağını söyleyebilirim. Kongre rahatlayacaktır diye düşünüyorum.
En önemlisi ise bu iki kadın tercih edilip ilçe başkanı olduğunda merkez ilçede kutuplaşma daha da şiddetli sürecek. Bu kısır çekişmeler nedeniyle yine CHP kaybedecek, partinin üyeleri ve seçmeni bir kez daha kahrolacak.
Bu kongre büyük ve son şanstır. Özgür delegelerin yarın bu şansı iyi değerlendireceğini düşünüyorum.
TURGUT GÜVEN