Özel

Tahsin Erdem 'CENGAVER' Pozları Çizse de 'KORKU' Dağları Aşmış...

Tahsin Erdem 'CENGAVER' Pozları Çizse de 'KORKU' Dağları Aşmış...

Zonguldak'ta ölüye diriye zam yapmaktan başka bir becerisi olmayan,
Seçim öncesi vatandaşa vaat ettiği sözleri askıya alan Tahsin Erdem, bir 'mafya türküsü' tutturmuş gidiyor.
Tahsin Erdem böyle der de, gün aşırı Erdem'e 'yıkama-yağmalama' yapmayı gazetecilik sanan 'erdemsiz kaz-eteciler' boş durur mu...
Onlar da Erdem ile aynı dili konuşup Erdem'in sorun yaşadığı pazar tezgahı işletmecisi Ozan Varol için 'mafya' diyorlar.
Anlaşılan Erdem ve yıkama-yağlamayı gazetecilik sanan 'kaz-eteciler' hayatlarında mafya görmemişler, duymamışlar.

Tahsin Erdem Halk TV'ye bağlanıyor; "Mafyaya ve çeterele verecek yerimiz yok" diyor.
Ne cengaver başkan, ne korkusuz başkan (!) değil mi?
O yüzden belediye önünde gerçekleşen protestolarda 'polis barikatı' olmasına rağmen bırakın protestocuların karşısına çıkmayı, pencereden kafasını
bile çıkaramıyor.

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında şehir girişlerine ve emniyet müdürlüğü girişlerine konan taş bloklar gibi belediyenin önüne
taş bloklardan (çiçekli) barikat yaptırıyor.
Yetinmiyor, taş blokları yetersiz görüp bir de elektronik bariyer kurduruyor.

Belediye görevlisi koruması yetersiz gelmiş olmalı ki devletten 1 polis koruması istiyor.
Halk TV'de 'cengaver' (!) görüntüsü çizen Erdem, 1 sivil, 1 Emniyet Mensubu koruması ile yetinmeyecek tabiki...
Belediye kadrosundan 4 görevliyi daha kendisine 'koruma' olarak görevlendiriyor.
Bu kadar koruma önlemi hala kendisini tatmin etmemiş olacak ki; MKE'den ruhsatlı tabanca satın alıyor.
Yeter mi?
Yetmez...
Cengaver (!) başkan Erdem, 'mağdur edebiyatı' yaparak CHP Teşkilatlarını da ayaklandırıp yürüyüşler, basın açıklamaları filan yapıyor.
Halk TV'de 'cengaver' izlemi veren Erdem'de korku dağları aşmış olacak ki, koruma ve güvenlik tedbirleri konusunda adeta Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yarışıyor.

Bir de bunların mafya-çete ve kabadayı tabirlerinden anladıkları da tuhaf.
Devletin ve yargının 'mafya' dediğine,
'suç örgütü lideri'' dediğine,
'katil' dediğine,
yıllarca cezaevinde yatırdığına
'Ünlü kabadayı, namlı kabadayı' diyorlar.
Pazarcı Ozan Varol'a ise 'mafya!'
Diğerine mafya diyemiyorlar.
Ya memleketçilik yapıyorlar, ya da maçaları yemiyor.