ŞEMSİ DENİZER, KABRİ BAŞINDA ANILDI

TÜRK-İŞ Genel Sekreteri ve Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı iken 6 Ağustos 1999 tarihinde evinin önünde uğradığı silahlı saldırıda katledilen işçi lideri Şemsi Denizer, ölümünün 25’inci Yıldönümünde mezarı başında anıldı.

Denizer için Zonguldak’ın Çaycuma ilçesine bağlı Serdaroğlu Köyü’nde bulunan kabri başında düzenlenen anma törenine GMİS Genel Başkan Vekili İsa Mutlu, Genel Sekreter Yener Arslanbuğa, Genel Mali Sekreter Yalçın Yiğit, Genel Teşkilat ve Eğitim Sekreteri Tayfun Demir, GMİS eski Genel Başkanlarından Ramazan Denizer, GMİS’e bağlı bağlı şubelerinin başkanları ve yöneticileri, maden işçileri, emekli madenciler ile Denizer’in yakınları katıldı.

GMİS Genel Başkanı Hakan Yeşil, Ankara’da TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu toplantısında bulunmasından dolayı anma törenine katılamadı.

Anma töreninde Kuran-ı Kerim okunması ve duaların edilmesinin ardından Denizer’in kabrine kırmızı çiçekler bırakıldı.

MUTLU: MÜCADELESİ BİZE IŞIK TUTUYOR

Denizer’in kabri başında bir konuşma yapan GMİS Genel Başkan Vekili İsa Mutlu şunları söyledi;

“Şahsım ve Genel Maden İşçileri Sendikası adına hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Öncelikle bugün burada olmayı çok istemesine rağmen Ankara’da, TÜRK-İŞ’in Başkanlar Kurulu’na katılması nedeniyle aramızda bulunamayan Genel Başkanımız Sayın Hakan Yeşil’in sizlere saygı, sevgi ve selamlarını iletiyorum.

Genel Maden İşçileri Sendikamızın Genel Başkanı ve TÜRK-İŞ’in Genel Sekreterliği görevini yaparken bundan tam 25 yıl önce 6 Ağustos 1999 tarihinde katledilen Ağabeyimiz Şemsi Denizer’i sevgi, saygı ve rahmetle anıyoruz.

Kotra'dan Kıransoy'a 'Şerefli' Yanıtı; "Kim, hangi erdemin sloganını atıyorsa onda noksan odur" Kotra'dan Kıransoy'a 'Şerefli' Yanıtı; "Kim, hangi erdemin sloganını atıyorsa onda noksan odur"

Denizer; 1980 Askeri Darbesiyle büyük hak kayıplarına uğrayan işçilerin ve emekçilerin haklarını yeniden kazanma mücadelesinin önderi olmuştur.

Şemsi Denizer, sendikal mücadelede sadece Türkiye’de değil tüm dünyada saygıyla anılmaktadır.

Başta Denizer olmak üzere dönemin genel merkez ve şubeler yöneticilerinin önderliğinde, maden işçilerimiz, MTA işçilerimiz ve bölge halkımızla birlikte;  1990 Madenci Grevimiz, 1991 Zonguldak-Ankara Yürüyüşümüz ve 1994 kitlesel eylemlerimiz büyük bir disiplin ve kararlılıkla başarıya ulaştırıldı.

Bu eylemler, Türkiye ve dünyada emek ve demokrasi mücadelesinin altın sayfaları arasında yer almış ve günümüzdeki mücadeleye ışık tutmuştur.

Böyle bir sendikada görev yapmanın haklı gururunu yaşayan bizler, onun yaktığı madenci fenerini söndürmedik, söndürmeyeceğiz.

Başta madenci kardeşlerimiz olmak üzere, bölge halkımızla birlikte mücadeleyi sürdüreceğiz.

Denizer, mücadelemizde yaşıyor ve yaşayacak.

1990 yılından bu yana, milli kuruluşlarımızı yok etmek isteyen çok uluslu şirketler ve onların yerli işbirlikçilerinin oyunlarını bugüne kadar boşa çıkarttık, bundan böyle de bu oyunları alt etme kararlılığındayız.

Genel Başkanımız, Önderimiz Şemsi Denizer’i; işimize, aşımıza, bölgemizin ve ülkemizin geleceğine sahip çıkma mücadelesinde yolumuzu aydınlattığı için bir kez daha sevgi, saygı ve şükranla anıyor, Allah’tan rahmet diliyoruz. Ruhu şad, mekanı Cennet olsun.

Aradan geçen uzun yıllara rağmen bugün burada çok büyük topluluklar olmasa da, onun gösterdiği istikamette yürüyen bir grup insan olması bile onun anılması, onun mezarının başında toplanılması işçi sınıfının ona vermiş olduğu değerin ve ondan almış olduğu feyzin bir göstergesidir.

1980 darbesinden sonra uğranılan hak kayıplarının vermiş olduğu yılgınlığın artık yeter denilmesine sebep olan, ışık tutan, 150 bin, 200 bin kişinin önderliğini yapan, o zamanki zor şartlarda işçi sınıfının sesini tüm dünyaya duyuran bir liderin yanında olmak asli vazifemizdir. Biz onunla gurur duyduk, gurur duyuyoruz.

Gittiğimiz her yerde Şemsi Başkanın sendikası mısınız denildiğinde tüylerimiz diken diken oluyor. Onun arkasındaki işçi sınıfı, emek sınıfının mücadelesine sevda bağlamış, yürek bağlamış, ona destek olmuş o günkü başta madenci ağabeylerimizin ve bölge halkımızın gayretleriyle yapılmış bir mücadeleydi.

Ve bugün bakıyoruz ki o mücadele iyi ki yapılmış, çünkü o günkü mücadele bize ışık tutuyor.

Rabbim mekanını Cennet eylesin”.

Editör: Haber Merkezi