Çaycuma Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Hikmet Yazıcı, beklenmedik bir kararla görevden alındı.
Yazıcı, görevden alınma sürecini ve yaşadığı baskıları tüm detaylarıyla anlattı.
“15 yıllık emeğimi hiçe sayan bu karar, akademik teamüllere ve etik değerlere sığmaz.” dedi.
Görevden Alma Kararı Akademik Çevreleri Sarstı
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi’ne bağlı Çaycuma Meslek Yüksekokulu’nda (MYO) yaşanan görevden alma kararı, akademik dünyada ve kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. MYO Müdürü Doç. Dr. Hikmet Yazıcı, Rektör Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer’in sekreteri tarafından telefonla aranarak görevden alındığını öğrendi.
Yazıcı, Kariyer Medya’ya yaptığı açıklamada, bu kararın perde arkasını ve yaşanan süreci tüm detaylarıyla paylaştı.
“Kamu Kaynaklarının Usulsüz Kullanımına Karşı Çıktım”
Doç. Dr. Hikmet Yazıcı, görevden alınma sürecinin kamu kaynaklarının usulsüz kullanımıyla ilgili uyarılarda bulunmasıyla başladığını belirtti:
“Kamu kaynaklarının usulsüz kullanımıyla ilgili öncelikle kanıtlı ve belgeli olarak değerlendirme yaptığımı belirtmek isterim. İlk olarak sözlü uyarıda bulundum. İnsanların gerçekleri belgelendirmesi gerektiğini söyledim. Ardından aynı kişi hakkında yazılı uyarı yaptım. Buna rağmen usulsüz kullanım devam edince, öğrencilerin de şikayetleri üzerine bunu rektörlüğe ilettim. Ancak bu durum, rektörlük tarafından bana baskı olarak döndü.”
“Rektöre Yakın Kişiler Korundu”
Yazıcı, söz konusu kaynakları usulsüz kullanan kişinin rektöre yakın biri olduğunu, bu nedenle kendisine baskı yapıldığını ifade etti:
“Kaynakların kullanımını yapan kişinin rektöre yakın olduğu söylendi. Rektörlüğe yazdığım resmi yazıya istinaden beni görevden alma süreci başlatıldı. Saat akşam beş gibi, mesai bitimine yakın bir zamanda, rektörlüğün sekreteri tarafından telefonla ‘Hikmet Hoca iyi akşamlar, şu an itibariyle görevden alındınız’ denildi. 15 yıldır hizmet ettiğim kuruma böyle bir davranış yapılması saygısızlıktır.”
“15 Yıllık Emek Hiçe Sayıldı”
Görevden alınma şekline tepki gösteren Yazıcı, Çaycuma MYO’ya yaptığı hizmetleri hatırlatarak şunları söyledi:
“15 yıldır hizmet ettiğim Çaycuma Meslek Yüksekokulu’nun bugünlere gelmesinde emeğim çok büyüktür. Kampüsün geldiği nokta ortada. Türkiye’de ilk sondaj kulesi ile yerli ve milli insan kaynağı yetiştirecek programı açtım. 286 bin ağaç dikilen, yeşil örtüyle kaplanan bir kampüs yarattık. Tüm bu hizmetleri hiçe sayarak böyle saygısızca bir davranış sergilenmesi beni derinden yaraladı.”
“Bana Akademik Mobbing Uygulandı”
Doç. Dr. Yazıcı, görevden alınmasının yanı sıra uzun süredir psikolojik baskıya maruz bırakıldığını da dile getirdi:
“Görevden alınmamla ilgili herhangi bir gerekçe ya da suçlama yoktur. Tamamen rektör hocanın tutumuyla yapılmış bir hareket. Sürekli olarak ‘sen hastasın’ gibi ifadelerle akademik olarak önümü kesmeye çalıştılar. Hatta telefonlarıma cevap vermeyerek, mesajlarıma dönmeyerek açıkça mobbing uygulandı. ‘Sana mobbing uygularım’ gibi ifadeleri bizzat kendisinden duydum.”
“Bu Karar Sağlık Sorunlarımı Tetikledi”
Görevden alınma sürecinin yaşadığı sağlık sorunlarını da tetiklediğini belirten Yazıcı, yaşadığı hüznü şu sözlerle anlattı:
“Görevden alındığım telefon geldiğinde odamdaydım. Yanımda eski Zonguldak Orman Bölge Müdürü Sayın Faruk Bayraktaroğlu da vardı. Okulu büyük bir hüzünle terk ettim. Bu süreç, beynime pıhtı atmasına sebep olan rahatsızlığımı bile tetikledi. Bunu rektör hocanın da bildiğini düşünüyorum.”
“Yine Olsa Yine Doğrunun Yanında Olurum”
Doğru bildiğinden asla vazgeçmeyeceğini vurgulayan Yazıcı, gençlere ve akademisyenlere de mesaj verdi:
“Bizler doğrunun peşinde olan insanlarız. Kamu kaynaklarını toplum yararına kullanmak ve gelecek nesillere örnek olmak zorundayız. Benim duruşum, doğru yapılan işlerin yanında olmaktır. Yine olsa yine aynı tutumu sergilerim. Akademisyenler de bağlı oldukları kuruma ve topluma fayda sağlayacak şekilde çalışmalıdır. Doğruları dile getirmekten asla çekinmemeliyiz.”
“Çaycuma MYO’yu 100 Öğrenciden 3000 Öğrenciye Taşıdım”
Hizmet süresi boyunca Çaycuma MYO’yu nasıl geliştirdiğini de anlatan Yazıcı, elde edilen başarıları şöyle özetledi:
“100 öğrenciyle aldığım kampüsü bugün 3000’e yakın öğrenciye çıkardım. 4 programı aldığım okulda şu anda 13 program var. Türkiye’de ilk defa açılan Uygulamalı İngilizce Çevirmenlik, Çağrı Merkezi Hizmetleri ve Filyos gaz sahasına yerli-milli insan kaynağı yetiştiren sondaj teknolojileri programını açtım. Türkiye’ye örnek olacak çalışmaları hayata geçirdim. Dolayısıyla gururluyum ve bu hizmetlerimi kimse yok sayamaz.”
“Akademik Duruşa Yakışmayan Bir Karar”
Son olarak kararın akademik etikle bağdaşmadığını vurgulayan Doç. Dr. Hikmet Yazıcı şu ifadeleri kullandı:
“Bu karar tamamen uzun yıllar hizmet eden bir akademisyeni yok saymaktır. Akademik teamüllere ve duruşa uymayan bir tutum sergilenmiştir. Ben görevimi gayet sağlıklı şekilde yapıyordum. Hiçbir gerekçe sunulmadan, hak etmediğim bir muamele gördüm. Ama yine olsa aynı şekilde doğruların yanında durur, yine aynı mücadeleyi veririm.”