PARTİYE ZARAR VERMEK Mİ?

        Bu şehirde CHP’de yaşananları yakından takip eden, parti tüzüğü ve yönetmeliğine aykırı davranışları yazan benden başka ikinci kişi sanırım yok.

        Daha önce de yazdım, tekrarlayayım; amacım birini karalamak, tekerine taş koymak falan değil. Tam tersine CHP’de yanlış işler yapan, kişisel çıkar peşinde koşanları gücüm yettiğince deşifre etmek.

        Benim amacım bu, ancak olaylara dar çerçeveden bakan bazı arkadaşlarımın “yazdıklarında partiye zarar veriyorsun” söylemleri ile de karşılaşmıyor değilim.

        Şimdi geçmişe gidip ana hatlarıyla yazdıklarımı hatırlatarak bu konuya açıklık getirelim.

        Bir ilçe başkanı il yönetimi tarafından görevden alınıyor. Bu ilçe başkanının neden görevden alındığı herhangi bir açıklama yapılmadığı için parti üyesi bilmiyor. Görevden alındığına göre bir suç işlemiş olmalı değil mi? Peki, suç işleyen ilçe başkanını görevden alındığında suçun cezasını çekmiş mi oluyor? Sözünü ettiğim ilçe başkanı kesin ihraç talebi ile disiplin kuruluna verilmesi gerekmiyor mu? Cezası verilmeyen bu ilçe başkanı bir süre sessiz kalıyor ve sonra il başkanlığına aday oluyor.

        İşte ben bunları sordum ve yazdım..

        Sözünü ettiğim bu ilçe başkanını görevden alan il başkanın bir süre sonra yönetiminden 18 kişi istifa ediyor ve il yönetimi düşüyor, yerine kayyum atanıyor. İl yönetiminden istifa eden kişiler, neden istifa ettiklerini bu güne kadar açıklamış değiller. İl başkanı bir suç mu işledi, nedir sorun? Parti üyesi bilmiyor. Öğrenmesi gerekmiyor mu? Bakınız gereği yapılmayınca bu il başkanı bir süre sonra tekrar il başkanlığına aday oluyor, hatta milletvekili olmanın yollarını arıyor.

        İşte ben bunları sordum ve yazdım..

        Yine bir ilçe başkanı vasisi olduğu bir akrabasının parasını zimmetine geçiriyor. Yargılanıyor ve yerel mahkemede suçlu bulunuyor. Ayrıca aynı ilçe başkanı ve ekibi 24 Haziran 2018 genel ve 31 Mart yerel seçimlerinde partiye oy vermeyerek ihanet ettiği iddialar arasında. Bu konuda da gerekli savunma dahi yapabilmiş değil. Bu şahıs şu anda yine ilçe başkanı seçildi. Yönetiminde bu suçu işlediğini ve seçimde ihanet ettiğini bilmeyen yok.

        İşte ben bunları sordum ve yazdım..

        Bir başka ilçe başkanı, 24 Haziran 2018 seçimlerinin yapıldığı gün saat 11.00 de ortadan kaybolmuş. Yönetimine bile açıklama yapma gereği duymamış. Kendisine neredeydin diye dahi sorulmamış, gereken yapılmamış. Aynı ilçe başkanı yerel seçimlerde genel merkezin onayladığı il genel meclisi listesini kafasına göre değiştirmiş, be kez görevden alınmış.

        İşte ben bunları sordum ve yazdım.  

        Yine bir ilçe başkanı sahte ikametgâh değişikliği yapmış. İkametgâh olarak gösterdiği adres bir hemşerisinin evi. O evde bir gece bile kalmadığı gibi ne elektrik, ne su aboneliği var. Boş vaktini CHP Genel Merkezinde geçiren eski bir milletvekili hemşerisinin yardımıyla üye naklini bir şekilde halletmiş. İntihal (aşırma) yapıp kitap yazmış vs.  

         İşte ben bunları sordum ve yazdım.

         Bir kadın kolu il başkanı, hileli seçim yaptırmış. Bu duruma itiraz eden kadın üyelerin bir kısmı disiplin kuruluna verilmiş. Parti yetkililerin olaya el koyup tüzük ve yönetmeliğe uygun seçim yapmayan il kadın kolu başkanını disiplin kuruluna verip ihraç etmesi gerekirken, bu hanım efendi ödüllendirilmiş ve milletvekili adayı yapılmış.

         İşte ben bunları sordum ve yazdım.

         Delege seçimlerinde çift oy kullanırken yakalanıp hakkında zabıt tutulan kişi disiplin kuruluna verilip ihraç edilmediği gibi, bir süre sonra belediye başkan vekili yapılıp ödüllendirilmiş.

         İşte ben bunları sordum ve yazdım.

         CHP seçmeninin oyu ile seçilmiş bir belediye başkanı.. Bir süre sonra parti ile iplerini koparıp AKP kapılarında ikbal aramış. Seçmenin ona olan güvenine ihanet etmiş. Sonunda CHP üye ve seçmeninin oyu ile seçilip AKP’ye geçmiş.

         İşte ben bunları sordum ve yazdım.

         Çünkü yukarıda yazdığım çürük elmalar CHP de asla yer almamalı. CHP de suç, işleyenin yanına kar kalmamalı, adalet mutlaka sağlanmalı. Parti disiplin kurulu en küçük eleştiride devreye sokulurken, parti içi seçimlerde hile yapanlara ve parti imkânlarını kendi çıkarı için kullananlara mutlaka uygulanmalı.

         CHP’de parti içi adalet sağlanmadan, partinin çekim merkezi olması ve mümkün değildir. Böyle bir partiye seçmen asla güvenmez ve oy vermez.   

         Seçmen, CHP de yolsuzluk, usulsüzlük, hırsızlık yapılamaz, yapıldığında yapanın yanına kar kalmayacağını da görmeli.

         Asıl bu kişilerin yönetimlere girmeleri partiyi küçük düşürür, benim yazmam değil.

         Şu analizi de yapmak zorundayım.

         Parti üyesi ve seçmenin büyük bir bölümü yazdıklarımdan memnun. Parti üyesinin küçük bir kısmı, yaşananları bilmiyor, o nedenle yazdığımda partiye zarar verileceğini düşünüyor. Parti üyesinin çok küçük bir kısmı ise sırf kişisel menfaatleri açığa çıkacağı için yazdıklarımdan rahatsız.

         18 yıldır süren AKP iktidarının ülkeyi ne hale getirdiğini sağduyulu her insanımız görüyor ve biliyor. Ülke bu girdaptan ancak Mustafa Kemal Atatürk’ün ışığı ile kurtulabilir. Onun için tek yol CHP’nin kuruluş ayarlarına dönmesidir.    

         CHP eğer ülkeyi AKP iktidarından ve tek adam rejiminden kurtarmak gibi bir düşüncesi varsa, önce halkın güvenini kazanmalı. Bunun içinde öncelikle içindeki çürük elmalardan ve asalaklardan kurtulmalı.

        CHP de kimse bu kişilerin yaptığı yanlış işleri yazdığımda partiye zarar verdiğimi düşünmesin. Ben CHP ideolojisini eleştirmiyorum. Altı oktan ikisi fazladır kaldıralım demiyorum. Mustafa Kemal Atatürk’e gönülden bağlıyım, onun gösterdiği yolda yürüyorum.

        Bu gün CHP’de yoğun olarak yapılan istifaların nedeni işte yukarıda yazdığım sorunların üstünün örtülmeye çalışılmasıdır.   

        İşte ben CHP’nin vitrininde yukarıda yazdığım kişilerin değil, namuslu ve dürüst insanların yer alması için yazıyorum. Yazmaya da devam edeceğim.

        Çünkü ben, CHP ideolojisine yukarıda deşifre ettiğim kişilerden çok daha fazla inanıyorum.

        TURGUT GÜVEN