ORTAYA KARIŞIK.!

         Zonguldak CHP de seçim süreci tamamlandı.! Ancak yankıları ve tartışmaları epey sürecek. Seçim sonrası gelişmelere çok farklı yorumlar getirenler, selden küçük kapmaya çalışanlar, sahte kahraman yaratma peşinde olanlar var. Üç konuyu ele alalım..

         MURAT ALTAY’IN ARAYIŞLARI..!

         Son bir yıldır “gazeteci, program yapımcısı, televizyoncu” diye ortaya çıktı. Yerel basının kenarında olan biri olarak ben hiç tanımıyorum. Tanımam da gerekmiyor ayrıca.. Ancak Murat Altay'ın her konuda uzman olduğu belli..

         Şöyle ki; bilmediği konu yok, her konuda fikir sahibi gibi, ama bilgi sıfır. Programına CHP’li konuk alıyor, parti tüzüğünden bihaber. Partinin Zonguldak geçmişini bilmiyor. Bu bilgiler olmayınca karşısındaki sallayıp duruyor, O’da haliyle onaylıyor.

         Arada CHP’li olduğunu söylüyor ama her partide desteklediği bir aday var, bu siyasi yalpalamayı da normal zannediyor, üstelik yüzü kızarmadan açıklıyor.

         Kadın kolları seçimlerinden sonra adaylardan Mukadder Yalçın’ı Salı sabahı programına aldı. Amacı, merkez İlçe kongresinde desteklediği, şimdi arasının açıldığı Ebru Uzun’a tetikçilik yaptıracak. Yalçın bu tuzağa düşmedi “partimi eleştirme” diyerek tuzak sorulara cevap vermedi, kendisini sakin olmaya davet etti.  

         Dün akşam ise programına Cumartesi günü kadın kongresinde il başkanı seçilen Merve Kır’ı konuk etti. Altay’a göre Merve Kır’ın rakipleri Yalçın değil “7 düvelmiş” Kimmiş 7 düvel; Şenol Şanal, Kemal Haberal, Eylem Ertuğrul (en can alıcısıymış) Ali İhsan Köktürk, Halil Furat, Osman Zaimoğlu ve her kongrenin baş aktörü olmazsa olmazı Deniz Yavuzyılmaz’mış..

         Bu soruya 7 düvelin yere sermiş bir edayla hanımefendi üst perdeden cevap veriyor. Erkeklerin sürekli telefonla delegeleri arayıp baskı yaptığından dem vuruyor ama tek bir kanıt yok. Yani doğru söylemiyor.  

         Altay için CHP’ye Fransız diyorum ya, Halil Furat, oğlu, il yönetimindeki ekibi Merve Kır’ın peşindeydi. Ayrıca yukarıda sayılan isimlerin hiç birinin Kır’ın karşısında olduğunu veya bu kongrede taraf olduklarını düşünmüyorum. Bunu iddia etmek, hiçbir kanıt göstermeden “taraf oldular” demek ayıptır. Ayrıca bana göre kongrelerde milletvekilleri ve belediye başkanları dışındaki inanların taraf olması kadar doğal hiçbir şey olamaz.

         İlçe ve il kongresinde Murat Altay ve Merve Kır’ın taraf olma hakkı var ve olacaklar, ama saydığı isimler taraf olunca 7 düvel yani düşman öyle mi? Sizin adalet anlayışınızı sevsinler..

         CHP Zonguldak milletvekilleri Ünal Demirtaş ve Deniz Yavuzyılmaz’ın kongre süreçlerini çok iyi getirdiklerini, tarafsız davrandıklarından adım gibi eminim. Kongreler sürecinde taraf olsalardı Zonguldak’ta ilk bilgi sahibi olacak kişi herhalde ben olurdum. Ve bunun yanlış olduğunu defalarca yazardım.

         Bakınız Kadın İl Kongresinde Yavuzyılmaz’ın konuşması şöyle; “İki adayın yarıştığı bu kongrede mutlaka kaybeden olmayacaktır. Sizler değerlendirmelerinizi yaparken, tek ricam şu, gerçekten kalbinizin sesini dinleyerek hangi ekip, sistemli bir şekilde çalışırken, midesinde sürekli kelebekler olacaksa, bunun heyecanını taşıyorsa, zaman zaman eli titriyorsa, sesi titriyorsa, ama yüreğinde Atatürk’ün sevgisini daha fazla 24 saatte 48 saat çalışarak daha fazla enerjisini aktaracaksa inandığınız o kişiye destek olun diyor sevgiler saygılar sunuyorum.”

         Yukarıdaki bu cümleden iki adaydan birini işaret eden bir kelime veya cümle var mı?  Gösterin millet öğrensin. Altay ve konuğu hanımefendiye göre var. El insaf..

         Ünal Demirtaş “herhalde iki aday var” demiş. Burada ki ironiyi anlayamazsan eleştirirsin, Altay’ın düştüğü durum budur.

         Partiden uzaklaştırılan 60 kadın ve genel merkezin tutumunu eleştirdiğinden kesin ihraç talebiyle disiplin kuruluna verilen 19 kadın için Merve Hanımefendi “partiyi sosyal medyada ve yerel basında eleştirdiler” diyerek yapılan uygulamayı haklı göstermeye çalışmıştı.

         Bir türlü öğrenemediği parti tüzüğünü açsın baksın, dün geçe katıldığı tv programında kaç kez disiplinlik suç işlediğini tarafsız bir hukukçu gözüyle bir incelesin. Merve Hanım televizyon programlarında milletvekiline “ileride görüşeceğiz” diyebilecek, ama yaptığı düzmece seçime karşı çıkan parti üyesi kadınlar disiplin kuruluna verilecek. Yukarıda yazdığım gibi sizin adalet anlayışınızı seveyim.

         Murat Altay’ın programda arasının açıldığı Merkez İlçe Başkanı Ebru Uzun’dan özür dilemesi ise bir başka ilginçlikti. Aranızda neyi paylaşamadınız bilemem özel sorununuzdur, hata yapmışsınızdır gidersin yanına özür dilersin, bu büyüklüktür. İkinizin arasındaki özel bir sorun nedeniyle Televizyondan özür dilemek bana göre gösteriş aynı zaman da küçüklüktür.

         Programı izlemenizi öneririm. İki “siyasi cahilin” sohbetine tanık olacaksınız.

         Bu gün Murat Altay ile mesajlaştık. Tabi ki tartışılan konulara çok farklı yerden bakıyor ve ayrı şeyler düşünüyorum.  Zonguldak’a geldiğimde görüşmeye karar verdik.

         LİNÇ ETME ÇABALARI.

         Zonguldak’ta bazı basın kuruluşlarını anlamak mümkün değil. Nedendir bilinmez bir linç girişimi içindeler.

         CHP’nin her iki milletvekili de meclisin en çalışkanlarından. Açın bakın mecliste yaptığı çalışmalara basının birçoğu şaşıracaktır. Bir de AKP’nin Zonguldak milletvekilleri ile mukayese etmek tam bir vicdansızlık olur.

         AKP’li milletvekillerinin bakanlık ziyaretleri bile bu şehrin halkına “müjde” diye ileten basın, Demirtaş ve Ünal’ın basına bilgi verdiği çalışmalardan hiç söz etmemesi şaşırtıcı değil mi?

         Milletvekillerinin bu şehir için yaptığı bir tek çalışmayı yazmayan basın mecliste çıkan kavga sonucunda “Yavuzyılmaz dayak yedi” haberi yapmasını okurların takdirine, bırakıyorum.

         Hem bu şehrin sahibi gibi davranacaksınız, hem bu şehre hizmet gelmediğinden yakınacaksınız, hem bu şehir için mecliste mücadele eden milletvekillerinin çalışmalarını görmezden geleceksiniz. Bu doğru davranış değil.

         Hangi partiye mensup olursa olsun, bu şehir için mücadele eden kimse basın yanında, yatan, faydalanan kimse, karşısında olmak zorundadır.  

         O halde soralım CHP Milletvekillerinin bu şehir için yaptığı meclis çalışmalarını görmeyen, görmek istemeyen basın kuruluşlarının bir beklentisi mi var?

         BAHATTİN ARI ve TURAN ORAL..

         Her ikisini de iyi tanırım.

         Biri Merkez ilçe Başkanlığına, diğeri İl Başkanlığına aday oldu.

         Kongre günü her ikisi de adaylıktan çekildi.

         Her ikisinin de aday oldukları görevi kongreleri kazanıp koltuğa oturan Ebru Uzun ve Murat Pulat’tan çok daha iyi yapacağına adım gibi eminim. Bu konuda ideolojilerine, siyasi bilgilerine, parti tüzük ve yönetmeliğe uygun davranacaklarına, partide grupçuluğu yok edeceklerine, kimsenin adamı olup uzaktan kumanda ile başkanlık yapmayacaklarına, en önemlisi ise partide yok edilen adaleti sağlayacaklarından çok emindim.

         Olmadı son dakika da adaylıktan çekildiler.  

         Bu parti tabanı bu iki insanın neden adaylıktan çekildiğini hiç kendilerine sordular mı acaba!

         Hiç sanmıyorum. Çok basitçe “kongreyi kazanamayacaklarını anladılar ve çekildiler” demişsinizdir.

         Oysa partide kendi gücüne, aklına, yönetme kabiliyetine güvenip aday olma dönemi felç edildi. Aday olmak için İllaki bir eskinin koltuğunun altına girmeniz gerekiyor. Kimi belediye başkanının, kimi eski bir milletvekilinin uzaktan kumandasına ihtiyaç duyuyor ve onların desteği ile makam mevki sahibi oluyor.

         Arı ve Oral adaylık süreçlerinde oynanan ayak oyunlarını gördüler ve adaylıktan çekildiler.   

         İşte bu nedenle parti büyümüyor, tersine küçülüyor.

         İşte bu nedenle partide grupçuluk, dargınlıklar, kavga bitmiyor.

         İşte bu nedenle partide hak hukuk adalet arayan kitleler oluşuyor.

         Özgür insanları seçmediğiniz sürece CHP’nin başarıyı yakalaması mümkün mü?  

 

         TURGUT GÜVEN