Geçtiğimiz hafta Madenci Korosunun kuruluşunu ve sonrasında yaşananları çok ayrıntısına girmeden yazmaya çalışmıştım. 

         Yazdıklarıma katılanlar olduğu gibi, gereksiz bir tartışma ortamı yarattığımı düşünenler de olabilir, her bakış açısına da saygılıyım. Sosyal medyada yapılan yorumlar dışında Madenci Korosunun başına gelenleri yakından bilen kişilerle de görüştüm. Kent Konseyi başkanı Yesari Sezgin ve yönetim kurulundaki arkadaşlarının nasıl engellemeye çalıştıklarını dilim döndüğünce sizlere anlatmaya çalıştım.

         Madenci Korosunun kurulma aşaması günlerinde yerel basında çıkan haberleri tekrar gözden geçirdim. Önemli gördüğüm Kent Konseyi Yönetim kurulundaki bazı üyeleri nasıl ikili oynadıklarını, şehrimizde gazeteci kimliği taşıyanların ise nasıl “tetikçilik” yaptığını sizlerle paylaşmak isterim.

         Madenci Korosunun kurulma düşüncesi Mustafa Kömürcü tarafından ortaya atılıp çalışmalara başlandıktan bir süre sonra ilk konser tarihi madenciler gününde yani 4 Aralık 2018 de yapılmasına karar veriliyor.

         Kent Konseyi Başkanı Yesari Sezgin ile Kent Konseyi bünyesindeki Kültür ve Sanat etkinlikleri grubunun başkanı Mustafa Kömürcü arasında sürtüşmenin de başladığını önceki yazılarımda belirtmiştim.

         Bu tartışmalar ve zıtlaşmalar kent konseyinde huzursuzluk yaratıp konserin gerçekleşmesini tehlikeye düşürünce Kent Konseyi Yönetim Kurulunda bulunan başta Derya Akbıyık ve üç arkadaşı Kömürcü’ ye Yesari Sezgin ile oturup sorunları hep birlikte masaya yatırıp görüşmeyi teklif ederler.

         Kömürcü bu teklifi kabul eder ve kararlaştırdıkları gün ve saatte buluşma yerine gider. Görüşme teklifini öneren Akbıyık ve arkadaşları da oradadır. Ancak Yesari Sezgin görüşmeye gelmez. Kömürcü Sezgin’i sorunca Akbıyık ve arkadaşları “çocuğunun hasta olduğunu ve gelemeyeceğini” söylerler.

         Kömürcü koroda tüm yaşananları anlatır ve Akbıyık ve yönetim kurulunun diğer üyelerini ikna eder. Bunun üzerine Akbıyık şunları der. “Hocam, Yesari Sezgin Kent Konseyinin başkanı buradaki yönetim kurulu üyeleri gibi o’da bir oya sahip. Ancak karar alınırken eşitlik halinde onun oyu iki sayılır. Aramızda hiçbir fark yok, lütfen siz çalışmalarınıza devam edin” derler.

         Kömürcü bu konuşma sonrası koro çalışmalarına devam eder ve 4 Aralık 2018 tarihinde BEÜ Sezai Karakoç Kültür Merkezi salonunda konser verilir.      

         Konser sonrası Milliyet Gazetesine Kent Konseyi Yönetim Kurulu üyesi Derya Akbıyık açıklama yapar. Şöyle der; "Bu gün 4 Aralık Dünya Madenciler Günü. Zonguldak Kent Konseyi olarak bizler yürütme kurulunda yer alıyoruz. Burada amaç madencilerden oluşan bir koro. Türkiye’de bir ilk. Zonguldak emeğin başkenti ve madencilerin olduğu bir şehir. Zonguldak kömürün anavatanı. Kent Konseyi olarak böyle bir çalışma yapılması planlandı. Ve hayata geçti. TTK, Fatih Halk Eğitim Merkezi de bizlere destek oldu. Haziran ayından bu yana provalar ve çalışmalarla geçti. 4 Aralık Dünya Madenciler Günü’nde olduğu için çok anlamlı"

        Konsere Kent Konseyi Başkanı Yesari Sezgin nedense teşrif etmez, ama bakar ki madenci korosu çok ses getiriyor sahiplenmeye kalkar 7 Aralık 2018 günü basına bir açıklama yapar. Ve der ki;  “4 Aralık Dünya Madenciler Günü etkinlikleri kapsamında, Zonguldak Kent Konseyimize ait Madenci Korosu projesini büyük özveriyle hayata geçirerek, Zonguldak kentinin ruhunu yansıtan, sevinç ve hüznü aynı anda iliklerimizde hissettiren, yüreklerimize dokunan müthiş bir mizansenle gerçekleştirdikleri programda emeği geçen; Zonguldak Kent Konseyi Kültür ve Sanat Çalışma Grubu Başkanı ve koro şefimiz Mustafa KÖMÜRCÜ’ye, ve koro da bulunan maden işçilerinin isimlerini tek tek sayarak teşekkür eder”      Nasıl?

         Ayrıntılara devam edelim.

         Sezgin basına bu açıklamaları yapanlar ama Madenci Korosunun altını oymaya da devam ederler. Kent Konseyinden hiçbir destek göremeyen Madenci Korosu bağımsız olarak çalışmalarını sürdürür ve İkinci konser tarihi 21 Mart 2019 olarak belirlenir.

         Konser tarihinden bir hafta önce 7 Mart 2019 tarihinde Kent Konseyi Başkanı beyefendi sosyal medya hesabından ilginç bir açıklama yapar..

         Açıklamada şunları yazar; "Zonguldak Kent Konseyi tarafından oluşturulan 'madenci korosu' Mustafa Kömürcü ve Fatih Halk Eğitim Merkezi tarafından gasp edilmiştir. Bu konuda oynanan oyunları ortaya koyarak kamuoyunu bilgilendirmek adına basın toplantısı yapılacaktır"

         Sezgin’in sosyal medyada yaptığı bu paylaşım yerel basında yankı bulur ve haber olur.

         Sezgin’in sosyal medya sayfasında yaptığı bu paylaşıma koroda görev yapan madenci Berkan Köktürk tokat gibi bir yorum yazar ve şunları der. “Konseyin kurduğu topluluk olduğunu iddia ettiğiniz madenci korosunun konserine bir başkan olarak gelmeyi bile çok gören Sayın Yesari Sezgin Bey, konser amacından fazlasına ulaşınca Tüm ülke genelinde haddinden fazla ses çıkarıp ilgi uyandırınca mı sahiplenme durumunuz söz konusu oldu? Konser de sesçilerin bile parasını ödemekten aciz Kent Konseyi bu konuda değil yerel, genel basında bile konuşma yapsa boş. Bu koro ne kent konseyinin ne de Fatih Halk Eğitim Merkezinin korosudur bu koro madenci ve Zonguldak halkının korosudur. Artık koro kent konseyinin olamayacağı kadar büyüdü halka mal oldu Yesari Bey, destek vermiyorsunuz anladık, bari köstek olmayın.”

         Şunu da belirteyim; Sezgin sosyal medya hesabında paylaştığı açıklamanın sonunda “bu konuda basın toplantısı yapılacaktır” dese de sözünü ettiği basın toplantısı bir türlü gerçekleşmez.

         Bu arada yolunu şaşıran biri daha vardır! Kent Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi ve Zonguldak Gazeteciler Başkanı Derya Akbıyık. Başkanı Sezgin’in sosyal medya hesabına tek delil göstermeden şu yorumu yazar. “Madenci korosu gasp olayı doğrudur. Başkanıma katılıyorum. Halk eğitimden bu durum ve gelinen nokta da sebep sorulacaktır. Kabul edilemez bir durum oluşmuştur. Herkes sonuçlarına katlanacaktır”        

Yandaş kalem Erhan Çakmak olayı tek taraflı olarak 15 Mart 2019 tarihinde köşesine taşır.

         Köşesinde “Bizim bilgimiz, Madenci Korosu’nun Zonguldak Kent Konseyi tarafından kurulup, 4 Aralık 2018 tarihinde gerçekleştirilen konserin bütün giderlerinin de bu kuruluş tarafından karşılandığı şeklindedir. Üstelik Zonguldak Kent Konseyi Başkanı Yesari Sezgin’in, “ Madenci Korosu’nu gasp edenler” arasında saydığı Mustafa Kömürcü ’nün bu iş için ücret aldığı da bize ulaşan bilgiler arasında” diye yazar. 

         “Duayen gazetecinin” yazdıklarını tek kelimesi doğru olmadığı gibi Kömürcü ’nün bu işten para aldığı yalanını yazmaktan çekinmez ve utanmaz.  

         Erhan Çakmak denilince nedense benim aklıma rahmetli Harun Ersoy gelir, çünkü Çakmak ile birlikte çalışmıştı. Işıklar içinde uyusun yerel basındaki bazı kişilerden bahsederken “bu şehirde 20 liraya yazı yazan şerefsizler var” derdi. Derya Akbıyık’ı gazeteci saymaz ve adını anmaz “emlakçı” diye yazardı, okurları da kimi kastettiğini anlardı. Akbıyık emlakçı olduğu için satışta baya iyi sayılır.   

         Konsere önce sosyal medya hesabından Sezgin’in, peşinden basındaki kalemşorların saldırısı yetmeyince BEÜ tahsis edilen salon rektör Mustafa Çuhalı tarafından iptal edildi haberi yayılır. Araya Vali Erdoğan Bektaş girer ve salon tahsisi yeniden sağlanır.

         Sonrasında yaşananları önceki yazılarımda anlattım. Zonguldak’ta Kent Konseyini işgal edenlerin, yerel basındaki kalemşorları ile birlikte nasıl kara çaldıkları ve sonrasında insanları bıktırma konumuna getirerek gerçekte koroyu kimin gasp ettiğinin özetini okudunuz.

         Şehrimizde Yesari Sezgin ve yandaşları gibi demokrasi bilinci,  paylaşma kültürü olmayan kişilerin Kent Konseyi ve benzeri kuruluşları işgal etmeleri Zonguldak’ı bir adım ileri getirmeyeceğini anlamamız gerekiyor.

         Son olarak şunu yazayım. Yesari Sezgin ve şürekâsının tekrar seçilmesini ve görevde kalmasını sağlayan Eski Zonguldak Belediye başkanı Muharrem Akdemir ve kâğıt üzerinde yardımcısı, aslında amiri olan Erhan Darende’nin olup bitenler karşısında kulakları çınlıyor mu? Bence epey çınlıyordur.  

 

         TURGUT GÜVEN