KOVUŞTURMAYA YER YOKTUR!

                     2009 yılından bu güne çeşitli gazete ve internet sitelerinde köşe yazarlığı yapıyorum. Bu süre içinde bildiğim doğruları mutlaka sağlam delile dayanarak, kimseye iftira ve hakaret etmeden yapmaya çalışıyorum..

                     Yanıldığım veya yanıltıldığım oldu mu? Oldu, uyarıldığımda hemen düzelttim. Sebebini de izah ettim..

                     Köşe yazarlığı süresince haklarında yazdıklarımdan dolayı ilki Saltukova Belediye Başkanı CHP’li Zerrin Güneş hanımefendi,(yakında yeni maceralarını yazacağım)  ikincisi ise CHP Kilimli İlçe Başkanı Erol Sarıal tarafından savcılığa şikâyet edildim.

                    Her iki suç duyurusu da savcılar tarafından reddedilip, “kovuşturmaya yer olmadığına” dair karar verildi.

                    Bu iki olayda da ilginç olan ortak nokta şu! Bu kişiler CHP’li, sözüm ona fikir özgürlüğüne ve farklı düşüncelere saygılı, eleştirilere sonuna açık olduğunu iddia eden kişiler. Tabi bu durum sözde, öz de ise tam tersi bir davranış var. Bu kişilerin davranışları faşistlere çok yakın.

                   Benim yazdıklarım eksikte, yanlışta olabilir? Açarsın telefonu “Turgut kardeşim şu konuda böyle yazmışsın, doğrusu budur” dersin, söylediğin gerçekse tabi ki düzeltirim. Üstelik Sarıal sözüm ona üç kitap yazmış yazar, aynı zamanda yerel basında köşe yazarı. Bu kitapları nasıl yazdığını savcılığa şikâyet ettiği yazılarımda belirttim. Köşe yazılarında bile doğru cümle bulamazsınız. İntihal yaparak yazmak alışkanlık yaptığı için cümle yapısına ve imla hatalarına dikkat etmez. Yazılarım sonrası da Halkın Sesi gazetesinde yazdığı 7 Nisan tarihli son ÜRETİK VİRÜS CORONA başlıklı yazısının sonunda “ İddialar bana ait değildir. Hepsi Batı ülkelerinin araştırmacıları ve yazarları kaynaklı haberlerden derlenmiş; kaynakları da verilmiştir” notunu düşmek zorunda kalmıştır.  

                 Zonguldak Cumhuriyet Savcılığına yaptığı şikâyet yazısında “Turgut Güven’in Kariyer Medya Gazetesinde yazmış olduğu 01.01.2020, 02.02.2020, 13.02.2020 tarihlerindeki yazılarında açıkça Erol Sarıal’a hakaret ederek TCK ve İlgili mevzuat hükümlerine aykırı davranmış eleştiri sınırını aşmıştır”.

                 Yukarıda sözü edilen üç yazımı internet sitesinde bulup okuyun, tek kelime hakaret bulamazsınız. Sarıal bu yazılar üzerine gerçek kimliği, kişiliği, siyasette çevirdiği ayak oyunları ortaya dökülüp zor durumda kaldığı için savcılığın yolunu tutmak zorunda kalmış ve etrafındaki yandaşlarına herhalde “bende onu mahkemeye verdim orada hesaplaşacağız” savunması yapmıştır. Bu suç duyurusu reddedildiğine göre şimdi ne diyecek ne uyduracak kestirmek zordur. Yüzü kızarır mı? Hiç sanmıyorum..

                Yine suç duyurusun da “20.12.2019 tarihli “SARIAL MİLLETİN EFENDİSİ OLMA YOLUNDA İLK BASAMAKTA! Başlıklı yazısında konuşmasını dikkatle dinledim. Doğru söylediği tek şey adı ve soyadıdır. İlçe başkanı olabilmek için ikametgâh dümeni çevirmiştir. Basını takip etmiyorum açıklaması bir başka doğru olmayan açıklamasıdır. Bir yere gelmek isteyen birinin ilkeli ve dürüst olması gerekir. Sarıal’da bu değerleri bulamazsınız” şeklindeki yazısında görüldüğü üzere TCK ve ilgili mevzuat hükümlerine aykırılık söz konusudur” deniliyor.  

                Bakınız, Sarıal’ın avukatının yazdığı bu suç duyurusunda bile boş atıp dolu tutma isteği var.. Yukarıda yaptığım açıklamalar TCK ve ilgili mevzuat hükümlerinin hangi maddesine göre aykırıdır ve suçtur. Bu belirtilmemiş, istenmiş ki ben suç duyurusunda bulunayım savcı onca maddeden birini bulup dava açsın. Bunun adı bulanık suda balık avlamak olsa gerek.

               Yukarıda yazılanları tekrarlıyor ve altına tekrar imzamı atıyorum. Ayrıca Kilimli ilçe seçimlerinden iki ay önce Sarıal ilçe başkanı olabilmek için ikametgâhını Karadon Mah. Levent Sok.No:1A Kilimli adresine taşımıştır. Sarıal bu adreste bir gün bile kalmış mıdır? Bu adres kime hangi hemşerisine aittir. Bu mülk kendisine ait olmadığı gibi kira kontratı yapılmış, belirlenen kiranın vergisi yatırılmış mıdır? Bunlara gelecek günlerde bakacağız..

               Demek ki neymiş. Turgut Güven’in yazdığı tek kelime yanlış değilmiş.

               Yine şikâyet dilekçesinde “Turgut Güven’in 01.01.2020, 02.02.2020, 13.02.2020 tarihli yazılarında da Erol Sarıal’ın hem siyasi kimliğine hem şahsına ağır hakaretler mevcuttur.”

               Bu cümle baştan aşağıya tutarsızlık içermektedir. Sözü edilen üç yazımda da tek kelime bırakın ağır hakareti, hakaret olmadığı gibi, aşağılama, küçük görme gibi bir tek anlatım bulamazsınız. Aslında o’nun gibi bir karakteri köşeme konu yaparak kendisini yücelttiğimi düşünüyorum. Hem de dört kez, bu beşinci oluyor.  

              Sarıal’ı hedef aldığım veya “yalan konuşuyor” gibi bir kelime sarf ettiğim bir tek yazım yoktur.

              Ancak şunu yazdım tekrar ediyorum..

              Erol Sarıal’ın hünerlerini saymakla bitiremem. Doğru konuşmaz (dikkat edin yalan söyler yazmıyorum) çıkarı için sürekli senaryo yazar. (Zonguldak’a gider arkadaşlar beni il başkanı, belediye başkanı veya milletvekili görmek istiyor der. Aynı sözleri Kilimli ’ye Kozlu’ya gider başka arkadaşlarına söyler. Bu arkadaşların kim olduğunu da kimse bilmez) Müthiş şövenistlik yapar, intihal (çalarak) kitap yazmıştır örneğin.”

              Bu satırlarda tek bir yanlış var mı? Şovenizdir, çünkü ikametgâhını taşıdığı adres bile bir Giresunlu hemşerisinindir. Ben bu eleştirileri getirdikten sonra, Yenicelilerle geçmeye başlamış ve bana “sor bakalım bu arkadaş nereliymiş” deme nezaketsizliğini göstermiş, gereken cevabı da almıştır.

              Sarıal’ın suç duyurusu keşke reddedilmemiş mahkeme salonlarında karşı karşıya gelmiş olsaydık. Yazdıklarımın doğruluğu savcılığın “kovuşturmaya gerek yoktur” kararı ile değil, mahkeme kararı ile kesinleşmiş olurdu.

             Sarıal’ın ve Avukatının savcılığa yaptığı suç duyurusunu ve Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığı Soruşturma Bürosunun “Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararını” dün sosyal medyada yayınladım. Bunun üzerine paylaşımın altına yorum yazanlar, arayıp geçmiş olsun diyen, sosyal medya arkadaşlarım oldu. Hatta iki arkadaşım telefonla arayarak “Sarıal ile kişisel bir sorunum olup olmadığını sordu”.

             Sarıal ile kişisel tek bir sorunum yoktur. Kendisi seçilmek için herhangi bir makama aday olmadığı sürece hakkında tek satır yazacak değilim. Çünkü kendisi oturup konuşacağım bir karakter değildir. Benim çevremde ve arkadaşlarım arasında bu karakterde biri yer alamaz.

             Ancak bir yere aday olduğunda yazar, bildiklerimi anlatırım. Çünkü CHP gibi bir partinin ilçe başkanlığında veya başka bir makamında bu karakterde birinin seçilmesi beni insan olarak rahatsız eder. İnsanlığa saygım nedeniyle bu gibi durumlarda olumsuzlukları yazmak benim insani görevimdir.

            Tekrar yazıyorum.. Erol Sarıal’ın siyasete sokan ve 1999 ve 2004 yıllarında Kilimli de CHP belediye başkan adayı yapan kişilerden biri benim. Ayrıca Sarıal’ın meslektaşları tarafından uyarılmama rağmen benim en büyük siyasi hatam olduğunu da kabul ediyorum.

            Gelecek günlerde de Sarıal’ın maceralarını bu köşede okuyacak ve kendisini sizlere daha iyi tanıtmaya çalışacağım.

 

            TURGUT GÜVEN