KARANTİNA YETMEZ, KAYIP VEKİLLER ve VİCDAN.!

        Salgın günlerindeyiz, karşı karşıya kaldığımız sorun yabana atılacak, es geçilecek cinsten değil..

        Siyasal iktidar geç de olsa Zonguldak’ın farkına vardı eksikte olsa karantina uygulamaya başladı.

        Yeter mi? Hayır..

        Bu şehrin yer altında çalışanın mesleği gereği sorunları vardı ve bunlar biliniyordu.

        Zonguldak’ta yaşayan 60 bin insan madenden emekli. Yaş ortalaması yüksek, yaşlı bir şehir. Bunların dışında TKK ve Özel sektör çalışanı 10 bin maden işçisi var. Halkın bir bölümü Pnömokonyoz, astım, koah hastası.

        Yetmedi!

        Şimdi ise Termik Santrallerin baca gazları ve saldığı parçacık maddeler nedeni ile Zonguldaklı sağlık sorunları ile karşı karşıya. Kanserli sayısı sürekli artarken, çocuklar bile kanser oluyor. İşte korona virüsünün en sevdiği ortam Zonguldak’ta özellikle son yıllarda tüm uyarılara rağmen ne yazık ki yaratıldı.

       İşte bu nedenler yüzünden karantina yetmez kesinlikle sokağa çıkma yasağı uygulanmalı.. Aksi halde bu salgının faturası çok ağır olacak gibi..

       Diğer taraftan yıllardır bu şehrin duyarlı bir avuç insanı Termik Santrallerin insanımıza ve çevreye verdiği zararları dile getirip durdu.

       Sanki bu şehrin kirli havası sadece bu insanlara zarar veriyor da diğerlerine zarar vermiyormuş mantığı ile bakıldı. Çevre örgütülerinin sesleri duyulmadı, duyanlarda oralı olmadı.

       Yaşadığımız süreç dilerim yetkililerin aklını başına getirir de Termik Santraller sıkı bir şekilde kontrol edilir..

       Şimdi basından takip ediyoruz, yetkili ve etkili olanlar şimdi talimat vermiş ve takip ediyormuş. Günaydın beyim günaydın, Bor’un pazarı geçmedi mi?

        *****

        CHP’nin iki milletvekili Ünal Demirtaş ve Deniz Yavuzyılmaz yerel ve ulusal basın aracılığı ile şehrin karşı karşıya kaldığı sorunları dile getirip, çözüm yolu öneriyorlar..

        Hasta sayısından tutunda, yaşamını kaybedenlere, günler öncesinden şehirde yaşayan insanlarımızın birçoğunun madenlerde emekli olduğu için sağlık sorunları olduğuna, bu nedenle sokağa çıkma yasağının geç kalmadan uygulanması gerektiğine, mecliste basın toplantıları, soru önergeleri vs. açıklayıp durdular.

       Yetmedi resmi ağızları yalanladılar, vaka ve hayatını kaybedenlerin sayısını açıkladılar, ölüm raporlarının şüpheli olduğundan bahsettiler. Resmi ağızlar bu açıklamalar sonrasında doğruyu söylemek zorunda kaldılar. Zonguldak insanı bu iki milletvekili sayesinde doğru ve gerçek bilgilere ulaştı..

        Peki, bu şehrin halkının oy vererek seçtiği üç AKP milletvekili daha var değil mi?

       Bu cümleleri yazmadan önce gözden kaçırmış olabilirim düşüncesi ile ulusal ve yerel basını taradım, hiçbirinin salgın konusunda tek bir açıklaması yok. Herhalde salgından henüz haberleri yok..

       Yapılması gereken AKP’li üç milletvekili salgın başladığı günden bu güne kaybolmuştur, yerini bilenlerin veya görenlerin en yakın sağlık kuruluşuna…. ! Diyerek kayıp ilanı verilmesine de gerek yok kanımca. Çünkü varlıkları bu şehir ve halkı için zarar.

        ****

       Vicdan insan olan için en önemli kavramlardan biri. Vicdan taşıyor ve duyarlı biriyseniz, vicdanın bazı yanlışları yapmanıza engel olduğunu da bilirsiniz. Herhangi bir hatanız da sol göğsünüzün altında bir sızı duyarsınız ya! Hah, işte odur vicdan..

       AKP iktidarı yerel yönetimleri elinde tutarken yetkilerini arttırıyordu. Yerel yönetimlerin büyük bölümünü (Ankara ve İstanbul) kaybettiğinde yetkilerini kısıtlıyor, yetmiyor yasal zorbalık yaparak yetkilerini elinden alıyor.

      En son yardım ve bağışlar konusunda CHP’li belediyelere yasak getirdi, hesaplarını bloke etti.

       CHP’li yerel yönetimler bu dayatmaya asla boyun eğmemeli. Çünkü bu halk ve bu ülke bizim. Bu ülkeyi biz kurduk öyle yağma yok.

       İşin bu yönünü yakından takip etmekle birlikte bahsetmek istediğim konu sorunun diğer boyutu.

        Sosyal medyayı takip edenlerden biriyim. Sayfamda mümkün olduğu kadar AKP’ye oy veren, yaptıklarını savunan insanları tutmamaya çalışıyorum. Ancak sızmalar olmuyor değil.

        Bunlardan birine geçenlerde rastladım. Yaptığı duyuruda Kilimli Belediye Başkanlığı bünyesinde böyle bir yardım kampanyası yapılmasını öneriyordu. Hatta Kilimli Belediye Başkanı AKP’li Kamil Altun bile bu öneriye yorum yazıp memnuniyetini belirtmiş.

        Bu önerinin altında yüzü aşkın yorum var ve AKP’ye oy verdiğini hiç şüphe duymadığım bu insanlar (!) öneriye destek olmuş..

        İşte bu “CHP’ye yasak AKP’ye serbest” durumu sadece ülkeyi yöneten AKP’lilerin değil bu partiye oy verip iktidara taşıyan seçmenlerinde vicdanlarının sesini duymadıklarını geçtim, vicdanlarının olmadığını gösterir.

        Vicdan bittiğinde kafa üstü çakılmak kaçınılmazdır.

 

         TURGUT GÜVEN