CHP’de ilçe kongreleri bitti, il kongresi 16 Şubatta. Peşinen yazayım, ilçe kongrelerinden sonra il kongresinden de CHP adına olumlu bir sonuç çıkacağını sanmıyorum.

         İlçe kongreleri sonrasında özellikle Merkez, Kozlu ve Kilimli ilçelerinde seçilen ilçe başkan ve yönetimleri güven vermiyor. Yönetimler de yer alan bazı tanıdıklarıma ise bundan sonra güven duymuyorum. Sebebi ise şaibeli hatta hüküm giymiş ilçe başkanlarına kongrelerde destek olmalarındandır.

         Kilimli de Erol Sarıal ilçe başkanı yapıldı. Yapıldı kelimesini bilerek kullanıyorum, eski ilçe başkanı kendisinden sonra Ali Aslankılıç’ın emrinde bir ilçe başkanını koltuğa oturttu. Bunun içinde delege seçimleri tüzük ve yönetmeliğin dışında kitabına uyduruldu. Delege seçimlerine katılım %15-20 seviyesinde kaldı.

         İlçe Başkanı Sarıal’ın hünerlerini saymakla bitiremem. Doğru konuşmaz, çıkarı için sürekli senaryo yazar. Müthiş şövenistlik yapar. İntihal (çalarak) kitap yazmıştır örneğin. Bilgi hırsızıdır anlayacağınız. İlçe başkanlığına aday olmak için çevirdiği ikametgâh işlerine değinmiyorum bile.

         Siz hiç kitaplarını imzalayan bir yazarın imza gününe şöhretli birini çağırdığını duydunuz mu? Söz konusu Sarıal ise “amaca ulaşmak için” her şeyi mubah sayar. Tarih 8 Şubat 2011. O günlerde ADD Zonguldak Şube Başkanı.  “Küresel sürtükler” kitabının imza gününe o günlerde CHP’de yıldızı parlayan Süheyl Batum’u ADD adına panele davet ediyor. Panel sonrası imza günü düzenliyor ve Batum’u da davet ediyor. Amaç daha fazla kitap satmak.

         Şimdi böyle “kişisel çıkarları ön planda” birinden ilçe başkanı olur mu? Olursa o kişiden başarı beklenir mi? Yönetiminde bulunan benimde yakinen tanıdığım kişilerin dürüstlüğünden, CHP adına doğru işler yapacağına inanmamı kimse beklemesin. Aslında Kilimli de CHP üyelerinin büyük bir çoğunluğu da Sarıal’ın ilçe başkanı olmasına tepkili.    

         İl Kongresi öncesinde Sarıal “arkadaşlarım Kilimlideki seçim başarımdan sonra beni Zonguldak il Başkanı olarak görmek istiyor” diye bir senaryo yazabilir. Bilginiz olsun palavradır.

         CHP Kozlu İlçe Başkanı Seyfettin Ceylan çok fazla tanıdığım biri değil. Ancak kendisini tanıyanların hakkında olumlu konuşmadığını ve güvenilmez biri olduğunu söyleyebilirim. Özellikle il genel meclis üyeliği yaptığı günlerde şaibeli işlerin içinde olduğu iddia ediliyor. Yakın bir zamanda bu şaibelerin ve hakkındaki iddiaların neler olduğunu köşemde okursunuz.

         İşin özü şu CHP ilçe başkanının kişiliği ile Kozlu da umut vermiyor.

         Merkez İlçe de yerel mahkeme “zimmet suçundan” hüküm verdiği Ebru Uzun karşıtlarının bölünmesiyle ilçe başkanı oldu. İşlediği suç üst mahkemeden ne zaman onaylanıp gelir bilemem. Ancak ilçe başkanlığının süresi bir üst mahkemenin onayladığı gün biter.

         Suç işlemiş kişilerin siyasette öne çıkmasını ve parti yönetimlerinde yer almasını doğru bulmuyorum. Daha önce de iki yıl görev yapmış, kendisini rüyasında görse inanmayacağı makama taşıyanların uydusu olmuş birinin ilçe başkanlığında başarılı olacağını düşünmüyorum, çünkü o bilgi ve donanımın kendisinde olmadığını biliyorum.

         Üstelik Uzun hakkında üst mahkeme kararını verdiğinde merkez ilçede olacakları düşünmek bile istemiyorum. Uzun sonrası ilçe yönetimi içinde yapılacak seçimde en az altı ilçe başkan adayının çıkacağından şüphe duymuyorum. 

         Merkez, Kozlu ve Kilimli ilçe başkanlarının yönetimlerinden ortak akıl üretip doğru işlere imza atmaları imkânsız. Çünkü kendileri kirli.  

         Her üç ilçeye de olumsuz baktığım için bana kızabilirsiniz, haklı olabilirsiniz.  Ancak görünen köy kılavuz istemez, ben eldeki malzemeyi iyi biliyorum.  

         Tüm bu yönetimlere “çakma Japon” Hakkı Güney gibi il başkanı lazım. Güney’de aday olup seçildiğinde kadro tamamlanmış olur.

         Parti içi seçimlerde Milletvekillerinin taraf olmasını hiçbir zaman doğru bulmadım. Ancak milletvekillerinin parti içi seçimler öncesinde genel merkeze aday olan kişiler hakkında bilgi vermesini çok gerekli görüyorum.

         Milletvekilleri genel merkeze bu bilgiyi vermiş olsaydı en azından yüz kızartıcı bir suçtan hüküm giymiş birinin ilçe başkanı olmasını engellenebilirdi. Diğer taraftan CHP gibi bir partide böyle birinin seçilmesi de oldukça düşündürücüdür.

         Merkez ilçede zimmet suçu işlemiş birinin ilçe başkanı olması ve sonrasında hüküm giyerek görevden alınması CHP’ye sürülen leke olacaktır. Böyle bir ilçe başkanı Zonguldak’ta nasıl muhalefet yapacaktır. Çünkü her eleştirdiğiniz de size “aynaya bak” diyeceklerdir.

         Özelikle merkez ilçede ortak aday aranıp bulunması, gruplar arası barış ortamı ve CHP’nin Zonguldak’ta ivme kazanmasına sebep olurdu. Bu şans ne yazık ki bazı adayların kaprisi, bazı arkadaşlarımızın Sevgi Alay’a “kerhen destek” oluşları nedeniyle heba edildi.  

         Ebru Uzun ile gruplar arası ayrışma daha da derinleşecek, iç kavgalar ve zıtlaşmalar CHP’ye daha da çok kaybettirecektir.

        Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada “Parti ne hale gelmiş arkadaş. Zimmetine para geçir ilçe başkanı, arkadaşının iş yerini soy il başkanı oluyorsun” yazmıştım. Değerli bir dostum özelden mesaj yazıp şöyle demişti. “Doğruyu bulmak için partiyi eleştirenler üye yapılmazken, üye olanlar disiplin kurulu ile korkutulurken, hırsızlıkları tescillenmiş kişilerin yönetimlerde olması bu kişilerin bir başka partiyi örnek aldığını göstermiyor mu?

       Ne yazık ki CHP bu gerçeği yaşıyor..

 

       TURGUT GÜVEN