Zonguldak Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Hakan Kutoğlu çok doğru bir konuya parmak basmış.

Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesinden doktorlar kaçıyor. Çünkü Tıp Fakültesi doktorlarına döner sermayeden ödemesi gereken ücretleri gerektiği gibi ödeyemiyor.

Bilmeden eleştiri kolaydır elbet.

Halk arasında yaygın kanı; doktorların çok paracı olduğu yönünde öyle değil mi?

 

Peki, gece gündüz demeden çalışan, aile hayatı olamayan, sosyal hayatı olamayan sağlıkçılar yaptığı işin karşılığı olan ücreti de alamayınca ne oluyor?

Şevk kalmıyor, iş aşkı kalmıyor, onlardan daha az çalışıp daha çok kazanan meslektaşlarına belki de imrenerek bakıyor ve Tıp Fakültesinden, hatta şehrimizden ayrılıyorlar.

Böylece alanında çok iyi işler başaran nice doktorumuz gidiyor.

 

Tıp fakültelerinin döner sermaye sorunu maalesef tüm Türkiye genelinde yaşanan bir sorun.

Sözleşmeli personelin kadroya geçişinden sonra ödemeleri Üniversitelerin bütçesinden yapılmaya başlandı ve Tıp Fakülteleri krizle boğuşmaya o günlerde başladı.

Sözleşmeli personelin kadroya geçmesi herkesin onayladığı doğru bir karardı elbette.

Ama bu yükü Tıp Fakültelerine yüklerken Tıp Fakültelerinin altından kalkamayacağı tahmin edilemedi mi?

 

Tıp Fakültesinde anjiyo işleminde kullanılan stent olmadığı için ölen vatandaşımız oldu hatırlar mısınız?

Çok acil tıbbi malzemeleri bile alamaz konuma getirildi Tıp Fakültesi.

Doktorlar kaçıyor deniyor da siz o doktorların yerinde olsaydınız kaçmaz mıydınız acaba!

Türkiye’de marka olma yolunda hızla ilerleyen bir tıp fakültesinin bugün geldiği nokta çok acı.

Sorun ise para.

Vatandaşın vergileri nerelere harcanıyor da sağlık hizmetini düzgün alabilmesi için en ihtiyacı olan sağlık kuruluşlarına harcanamıyor!

 

Kutoğlu bir çözüm önerisi sunmuş;

Kurulacak bir vakıf veya mevcut bir vakıf kanalıyla Üniversitenin fonlanarak sorunun çözülebileceğini beyan etmiş. Şehirdeki büyük şirket sahipleri ve yöneticilerine görev düştüğünü eklemiş.

 

Zonguldak’taki büyük şirketlerden medet umuyorsak yandık.

Kutoğlu’nun önerisi güzel ama bu iş için birlik olmak lazım, mücadele lazım.

Öncelikle siyasilerin partizanlığı bir kenara bırakıp toplumun tüm kesimleriyle birlikte bu işe ön ayak olmaları lazım.

 

Mahalle yanarken saç taramayı bir kenara bırakıp biraz su tutmak lazım.

Zonguldak’ı sevmek lazım, insanını sevmek lazım.

Biraz da parayı az sevmek lazım.