CHP’de dün Alaplı ilçe kongresi yapıldı, bu gün ise Ereğli ilçe kongresi yapılıyor.

         Dün Alaplı da yapılan iki adaylı kongre de Hüseyin Tosun'un ve Hakan Uysal'ın yarıştığı seçimi Hüseyin Tosun kazandı.

         Adaylık açıklamalarında ve kongre süreçlerinde belediye başkanları yine sahneye çıktı.

         Cuma günü Kilimli de ile başkanlığına adaylığını açıklayan Erol Sarıal’dan önce Çatalağzı Belediye Başkanı Adnan Akgün hiçbir aday açıklamasında görülmemiş bir olaya imza atıp konuşma yaptı.

         Bu durumun Sarıal’ın tezgâhı olduğunu biliyorum. Çünkü Sarıal hedefe varmak için her yolu mubah sayanlardandır. Çıkarı olduğunda yapmayacak iş yoktur. Bu konuya başka örneklerle ilerideki günlerde değineceğim.

         Dün ise Alaplı ilçe kongresinde iki belediye başkanı sahneye çıkıyor ve işine geldiği, dilediği gibi çekip çevirecekleri ilçe başkanına destek oluyor.

         Bakınız bu kafayla parti büyümez, tam tersi küçülür.         

         Demokratik; her adayın eşit yarıştığı bir seçim yapılmış ve yaşanmış olsa partiye zararı mı olur faydası mı?

Alaplı ilçe de iki adayı karşı karşıya getirin inanın seçimi kazanan Hüseyin Tosun aday olmak için yeterli imzayı toplayamaz.

         Tosun’un arkasında Alaplı belediye başkanı Nuri Tekin var ve belediyenin tüm imkânlarını seferber etmiş. Tekin’in delege seçimlerinden itibaren aktif rol aldığı kongre öncesi ise bazı delegelerin çocuklarına iş sözü verdiği gelen haberler arasında.

         İnanın ilçe başkanlarının belediye başkanının kuklası olması, CHP’ye yapılan en büyük kötülüktür, hatta ihanettir. Tekin bu tutumunun zararını ilerideki günlerde mutlaka görecektir.  

         Kongrede divan başkanlığını Devrek Belediye başkanı Çetin Bozkurt yaptı. Böylece CHP’de kongrelerinde bir ilkte yaşanmış oldu. Kongrelerde en son adaylar konuşur ve seçime geçilir. Bozkurt böyle yapmadı. Adayların konuşması bittikten sonra Hakan Uysal’ı eleştiren kişilere söz hakkı verdi. Bu konuşmacılarda Uysal’ı dilediğince eleştirdi.

         Çetin Bozkurt adayların konuşmasından sonra seçime geçilmesi gerektiğini bilmiyor mu? Kurulan tezgâhın bir parçası olmak sanırım böyle bir şey.

         Söz Devrek Belediye başkanı Çetin Bozkurt’tan açılmışken önemli gördüğüm bir konuya değineyim.. Bozkurt’un belediye başkanlığından pis kokular geliyor bilgisi olsun.

         Önümüzdeki hafta sonu Gökçebey ve Devrek ilçe kongreleri, 5 Ocak’ta Kilimli, 19 Ocak’ta ise Merkez ilçe kongreleri yapılacak.

         Merkez ilçe dışında kalan ilçelerde büyük bir sürpriz olmazsa adaylar hatta ilçe başkanları belli gibi.

         Merkez ilçe ise oldukça karışık. Dilerseniz merkez ilçe de küçük bir analiz yapalım.

         Şimdiye kadar aday olacağı söylenen ancak adaylığını henüz açıklamamış 4 aday var. Kırmızı listeden Ebru Uzun ve Bahattin Arı, Beyaz listeden Sevgi Alay ve bağımsız Osman Zaimoğlu.

        Ebru Uzun merkez ilçe başkanlığı yaptığı süre içinde hiçbir başarısı olmadığı gibi kendini kullandırmış biri. Tekrar ilçe başkanlığına aday olmasının mantığını ve merkez ilçeye hiçbir faydası olacağını sanmıyorum. Etrafı, arkadaş grubu rahat bırakmaz ama yine de aday olmamalı. Çünkü çok üzülecektir.

        Bahattin Arı siyasi birikimi olan biri. Merkez ilçe başkanlığı için yeterli donanıma sahip olduğunu düşünüyorum. Ancak parti içinde konuşulan ve delegeleri çok etkilediğini düşündüğüm bir dezavantajı var.

        Oda şu, Zonguldak Belediyesinde İsmail Eşref’in istifasından sonra yapılan oylamada AKP adayına oy verdiği söyleniyor. Arı’nın bu konuda delegeyi ikna edici bir açıklama yapması avantajı olacaktır diye düşünüyorum..

        Osman Zaimoğlu’nu çok tanıyan biri değilim. Ancak yerel seçimler öncesinde CHP’ye katıldığını biliyorum. Yerel seçimlerde çok aktif çalıştığına defalarca şahit oldum. Karşısındaki insanı dinlemesini ve kazanmasını biliyor. Dezavantajı şu; yeni CHP’li olması. Parti tabanı tarafından benimsenmediğini ve yöneticilik için henüz erken olduğunu, kazanılması ve yönetimlerde yer alması gerekir diye düşünüyorum..

        Sevgi Alay bence en zayıf aday. Merkez ilçenin adayı olmak için elindeki avantajı kullanmasını bilmiyor. Çünkü kimseyi dinlemediği gibi önyargılı ve her şeyi bildiğini sanıyor, ortak akıl kullanmayı bilmiyor, üstelik agresif, ve “biz” diyemeyenlerden biri.

        İlçe yöneticisiyken bile kendini partinin sahibi zannediyor, zaten merkez ilçeyi uzun zamandır aklınca kendisinin yönetiyor. Bu nedenle merkez ilçe üçe bölünmüş durumda. Yusuf Mar ise kâğıt üzerinde ilçe başkanı varlığı ile yokluğu belli değil.  

        Merkez ilçenin 23 doğal delegesi var ve Alay doğal delegenin yarısından destek alamaz. Bu durumda merkez ilçenin değil, yanındaki kendisi gibi düşünen 3-5 arkadaşının adayı olabilir.

         Son bir şey daha, Sosyal Medyada Alay’ın ilçe başkanı olduğunda merkez ilçenin ekonomik sorunu olmayacağı yazıldı. Siyaset cüzdanın şişkinliği ile değil kolektif aklı öne çıkarıp projeleri gerçekleştirmekle olur.    

         CHP’de adaylığını açıklamadan delegeden imza toplamak moda oldu. Hiçbir delege de imza isteyen sözde adaya “arkadaş önce sen adaylığını açıkla” demiyor. Bu modaya uyanlardan biri Kilimli de Erol Sarıal, merkez ilçede ise Sevgi Alay.

         Bu modanın birçok sakıncası var ancak en önemlisi ise ayıp olduğudur. Aday olmak için imza kongre salonunda toplanırsa doğrudur. Adaylık açıklanmadan ise imza toplanmaz.

        Bu durumda merkez ilçede sorun şu!

          Geçtiğimiz dönemlerde görev yapan ilçe başkanları ya birinin adamıydı, ya da ilçe başkanlığı için yetersizdi. İlçe başkanlarının yeterli donanımda olmaması merkez ilçenin diğer ilçelere öncülük edip lokomotif olmasını, ili çekip çevirmesini önledi ve merkez ilçeyi pasif duruma düşürdü.

          Merkez ilçede adaylık için adı geçenlerin merkez ilçeyi “lokomotif ilçe” yapabileceklerini sanmıyorum.

         Yapılması gereken bu donanımda bir aday bulup Zonguldak’ın geleceğinde bizde varız diyebilmek.  

 

         TURGUT GÜVEN