Geçtiğimiz hafta sonu CHP Kilimli İlçe Kongresi tek adayla yapıldı ve Erol Sarıal ilçe başkanı oldu.

         Bu yazdıklarımı aklınızın bir köşesine not edin ve unutmayın. Günü gelince kendisine destek olanların ve yönetimine girenlerin yüzüne vuracağım.  

         Sarıal’ın adaylığına karşı olan çoğunluğun içinden olan biriyim. Çünkü Sarıal’ın parti adına hiçbir şey yapmayacağını, sadece kendi çıkarı için çalışacağına da adım gibi eminim.

         Kilimli’nin talihsizliği bundan 12 sene önce Necla Karademir hanımefendinin belde başkanı yapılmasıyla başladı. Karademir Hanımefendinin bu süre içinde üstün başarılarını (!) yazmaya gerek yok, hepiniz biliyorsunuz. Hanımefendi 2014 yılında yerel seçimlerde Ali Aslankılıç gibi bir şahsiyeti (!) partiye davet ederek gelecekte yaşanacak felaketlerin temelini attı. İlçe Başkanlığından ayrılmadan hemen önce de Aslankılıç’a bir başka bir piyon Sarıal’ı buldu ve köşesine çekildi.

         Son ilçe kongresinde ise CHP Kilimli ilçe örgütü Ali Aslankılıç’ın piyonlarına teslim edilerek emrine sunuldu. Düşünün il delegeleri bile beyefendinin kontrolünden geçiyor. Sarıal il delegeliği sözünü verdiği kişiye “Ali Başkan senin il delegesi olmanı istemiyor” diyebiliyor. Bunu söylerken yüzü kızarmışımdır! Hiç sanmıyorum.

         Aslında anlatmak istediğim bu değil. Ne olduğunu yazayım da anlayın.

         CHP üyeleri ülkede yaşandığı iddia edilen yolsuzluk, hırsızlık, yasadışılık vb gibi AKP iktidarının tüm olumsuzluklarına rağmen halkın bu partiye nasıl oy verdiğini sorgular. İşte bende CHP üyelerinin Erol Sarıal gibi birinin ilçe yönetimine nasıl girdiğini sorgulamak istiyorum.

         Kilimli ilçe başkanlığına aday olmasının kanunsuz olduğunu söyledik, yazdık olmaz bu davranışı doğru değil dedik anlamadınız.

         Belediye imkânlarını Kilimli Halkının değil, kendi çıkarı için kullanan Aslankılıç gibi birinin uydusu olacağını söylediğimiz yazdığımız halde, kulaklarınızı kapattınız.

         Şövenistlik yapar, yörecilerin ağa babasıdır, sözüne güvenilmez, senaryo yazar, ilk genel seçimde “arkadaşlar benim milletvekilliğine aday olmalı istiyor” der ( her aday olduğu yerde bu dümeni çevirmiştir) ama o arkadaşları hayalidir dedik inanmadınız.

         En önemlisi ise yazdığını söylediği “Milletin Efendileri” kitabının bu ülkenin bazı yazarlarından aşırma olduğunu yani bilgi hırsızlığı yaptığınız yazdım hiç oralı olmadınız. Bunun adı “bilgi hırsızlığıdır”, anladınız mı? Birinin ha parasını çalmışsın ha malını benzer şeydir dedik duymadınız.

         Böyle bir şahsiyetin yönetim kuruluna giren içinde benimde tanıdığım kişilere soruyorum, sizin AKP seçmeninden farkınız nedir? Bence kendinizi bir sorgulayın, siz gerçekten CHP’li misiniz?

         Hiçbiriniz “partime hizmet için” palavrası atmasın yemezler. Çünkü CHP’yi daha da çok kirlettiniz.

         GAZETECİ DERNEKLERİ!  

         Kendimi Gazeteci saymadığım için hiçbir derneğe üye değilim. Gazeteciliğin kahrını çekmiş biri de değilim sonuçta, “gazeteci” sıfatını kullanıp da emek hırsızlığı yapmak da istemem. Kendimi “köşe yazarı”  sıfatını daha uygun bulurum. 1 Haziran 2009 yılından bu güne köşe yazmaya çalışıyorum..

         Konuya diğer taraftan bakarsanız hiçbir dernekten de “üye ol” çağrısı almadığımı da belirtmiş olayım.

         Geçtiğimiz günlerde gazeteci Cevdet Akgün tutuklandı gazeteci derneklerinden bu olayı kınayan, meslektaşına sahip çıkan “yanında seninleyiz” duygusu oluşturan, tutuklanan kişiyi yüreklendiren bir açıklama göremedim. Ulusal gazeteler konuyu manşetten verdiklerinde “bizimkiler utanır da bir açıklama yapar” dedim ama yanılmışım.

        10 Ocak Çalışan Gazeteciler gününde, AKP Milletvekili Hamdi Uçar ve Merkez ilçe Başkanı Mustafa Çağlayan haklarındaki iddialar nedeniyle gazeteci dernek başkan ve yöneticilerinin önünde “kalem kırmaktan” yargıyı adres göstererek canlı yayında, naklen tehdit ettiler.

         Bu tehditler sonrasında Karaelmas Gazeteciler Derneği dışında kınayan olmadı.

         Gazeteci sövülür, dövülür çıt yok, cezaevine konulur çıt yok, tehdit edilir, çıt yok meslek dayanışması yapmayacaksanız o zaman sizler neden dernek kurdunuz ve neden varsınız?

 

          TURGUT GÜVEN