ALTIN SPONSOR!

        Kozlu Belediye Başkanı AKP’li Ali Bektaş Kanal Z ekranlarında Simge Kırlı’nın konuğu oldu. Kendisine görev yaptığı dönemlerde hakkında ortaya atılan iddialar soruldu.

        Sonuç, AKP’li Ali Bektaş kelimenin tam anlamıyla kendisini sütten çıkmış ak kaşıt, dünyanın en dürüst, şerefli ve onurlu insanı ilan etti.

        Programın tamamını izledim. Bektaş’ı hiç tanımayan belediye başkanı olduğunu bilemeyen birine bu programı izletin ilk tepkisi “bu nasıl insan, bu nasıl tavır ve konuşma şekli” der. Bu kişinin belediye başkanı olduğunu söylediğinizde, bu şahsa oy verip o makama taşıyan halkın iradesine şaşkınlıkla bakardı.

        Yıl 1999 Kozlu CHP’de üç belediye başkan adayı var. Biri Ali Bektaş. Diğer iki aday önseçim talebinde bulunurken Bektaş üyenin ve örgütün ön seçim istediği reddederek “seçimi ancak ben kazanabilirim, ön seçime girmem” diyerek kestirip attı. O dönemde CHP il Başkanı olan Harun Akın’ın da desteğiyle adaylığı gerçekleşti ve seçimi kazandı.

        O yıllarda da parti içi hiyerarşiyi yok sayarak, kimseyi dinlemeyerek ben bilirim despot anlayışı ile görev yaptı.  

        Bu tavrı nedeniyle 2004 yılında Kozlu seçmeninin tokadını ense kökünde yiyince aklı başına gelmiş olsa da eminim ki kısa sürdü. Yine o dönemde milletvekili olan Harun Akın sahip çıktı ve kendisine danışman yaptı. Akın’a nankörlük yapıp yapmadığını, aralarının nasıl olduğunu bilmiyorum.

        Dün akşam sözünü ettiğim televizyon programının başından sonuna kadar kelimenin tek anlamı ile önce CHP’lilere sonra gazetecilere saldırdı, aşağıladı ve tehdit etti.  

        CHP, Ali Bektaş’ı adam sınıfına taşıyan, onu siyasete sokup tanıtan ve belediye başkanı yapan partidir. Karakteri sağlam, insanlıktan nasibini almış biri asla nankörlük yapmaz. Bektaş’ın insani değerlerinde bu anlamda büyük eksiği var.

        Ancak bu nankörlük çok belli ki kendisinde yaşam biçimi olmuş. AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kozlu şubesi haline gelmiş. Eleştiri karşısında aynı tavırları Bektaş’ta görmek mümkün. O’na benzemekle de zaten övünüyor, benzetilmekten de mutlu oluyor.

        Oysa Bektaş geçtiğimiz yıllarda altın sponsoru olduğu Fettullah Gülen’e “olağanüstü bir kişiymiş” gibi bakıp övgüler düzüyordu. ABD’ye gidip elini öptüğünü ve hayır dualarını aldığını söylemek o günlerde modaydı ve bir yerlere gelmenin yöntemiydi. Fettullah’a yakınlık AKP’de kurmay olmaktı. Bunu yapan kişiler şimdi aynı kişiye küfür edip hain ilan ediyor. Bu kafada siyasi bir dönek olan Bektaş yarın benzetilmekten mutlu olduğu kişiye de küfür etmeyeceğinin garantisi var mı? Çünkü bu karakterde biri her şeyi yapar.

         Bektaş tv programında bu soruya aynı AKP’li siyasi büyükleri gibi 17-25 Aralığı milat gösterdi. Bugün hukukta yeri olmayan bu gerekçeyi kabul edenler olabilir. Yarın, devran döndüğünde şimdi arkasına sığındın gerekçe geçerli olmayacaktır. Hatta 17-25 Aralıktan önce Fettullah hocanızı ne kadar sevdiğinizin ve ilişkinizin delili de olacaktır.  O günlerde oluşacak hukuk sistemi kesinlikle yakanıza yapışacaktır.

         CHP il Başkanı Murat Pulat’a “konuşsa ne olur konuşmasa ne olur” diyerek sözüm ona aşağılıyor.

          Ne CHP Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, ne de İl Başkanı Murat Pulat “bu atıkları Kozlu Belediye Başkanı Ali Bektaş kaldıracaktır diye bir söz etmiş değil”. Konu meclise, soru önergesiyle de ülke gündemine taşınmış ve çevre bakanlığı uyarılıp, göreve davet edilmiş.

          Aslında Kozlu sahilindeki çöp yığını ve tıbbi atıklar konusunda yapılan hiçbir açıklamada kendisini muhatap alan yok. Bektaş’ın sıkıntısı da bu.

         “Bana bir tek yaptıkları çiviyi göstersinler” diyor. CHP’nin eseri AKP’lilerin ve Bektaş’ın işine gelmeyen Laik demokratik Türkiye Cumhuriyetini kurmaktır. Bektaş’ın eseri ise 25 katlı imara aykırı binayı Kozlu ilçesinin göğsüne hançer gibi saplamaktır.

          Pulat arkadaşıymış, parti değiştirdiği için kendisine selam vermediğinden yakınıyor. Pulat doğru yapıyor. Bektaş şunu öğrenememiş! CHP’liler nankörleri ve siyasi dönekleri adam yerine koyup selam vermez.

          Bir insanın boyu uzun olsa da ettiği sözler boyunu aşmayacak. Bektaş kin dolu bir suratla “Atatürk’ün karşısında olan, karşısında bizi bulur” gibi üst perdeden laflar ediyor. O halde soralım? Atatürk’e “iki ayyaş” yakıştırması yapan, benzetilmekten onur duyduğun kişinin karşısına dikilebildin mi? Öyle göbekten sallamak yok.  

          AKP’de siyasiler işlerine geldiğinde, sıkıştıklarında dilediği maskeyi takmaya alışmıştır. Hem devrimlerine karşı olacak hem de Atatürkçü olacaksın. İşe kargalar buna güler. Atatürkçü olan biri, gerçeği görür ve AKP’de bir saniye duramaz.

          CHP Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, Bektaş’a göre şov yapıyormuş. AKP Milletvekilleri Zonguldak’a hizmet etsin şov yapmalarına bu şehir halkı razı. AKP milletvekillerinin 18 yıldır bir tek hizmetini Bektaş gösterebilir mi? Bu şehir 18 yıldır küçülmeye devam ediyor.

          Kendisi ile ilgili iddialara belge isteyen Bektaş, ''öyle bir gazetecilik anlayışı var ki bizde verdiğin para kadar başarılısın. Gazeteciye para verirsen başarılısın vermezsen başarısızsın” diyor.

          Bu sözlerin nereye gideceğini hesap edemeyecek kadar da şaşkın. Peki, Bektaş’ın sözünü doğru varsayalım. Bu açıklamadan şu çıkmaz mı? Hakkında iyi şeyler yazanlar demek ki para karşılığı yazıyor. O kişilere para veriyorsun.

          Şunu da soralım. Belge soruyorsun ya, bu ülkede rüşvetin belgesi de bulundu, kim hangi gazeteciye para verdi? Elinizde belge var mı?

          Ne yazmış gazeteci. Bektaş yeğenini işe aldı. Almadın mı? Üstelik programda “bir yeğenimi aldım ODTÜ mezunu” diyebildi. Gerçekten bir yeğenin mi çalışıyor Kozlu Belediyesinde, iki, üç, bir de enişte. Kaç yakını çalışıyor?

          Programı yöneten Simge Hanımın gazeteci kimliği var. Bektaş, hakkında yazı yazan kadın gazeteciye hakaretler ederken sessiz kalması meslek dayanışması adına doğru bir tavır değil. Bu tiplerin kendisine “kızım” diye hitap etmesine ve samimiyetine asla güvenilmez.

         Gelelim madalyonun diğer yüzüne. Zonguldak’ta AKP parçalanmış. Bektaş, Selim Alan ve Hamdi Uçar ile birlikte il ve ilçe başkanlarını yok sayıyor. Kilimli Belediye Başkanı Kamil Altun’u da aralarına almak istiyorlar ama Altun şimdilik kararsız.  Ayrıca kendilerine karşı olanları hainlikle suçlayabiliyor. AKP’nin oldukça karışık olduğu belli. İzleyip göreceğiz.  

         Bektaş ve AKP’li politikacılar sürekli şunu yapıyor. Yaptıkları yanlış işler nedeniyle eleştirildiklerinde karşı düşünceye kapalı oldukları için engellendiğini düşünüyorlar. Anında feryat edip, kışkırtıcılık (demagoji) yaparak taraftar toplamaya, yandaşlarını bir arada tutmaya, bu şekilde yanlış işlerini saklamaya çalışıyorlar. Yapmayı düşündükleri her işte de mutlaka bir getirim (rant) vardır.

         Doğrusu ve yapılmak istenen şudur!

         Eleştiriler, yasalara uygun işler yapmanızı ve bu işlerden her vergi veren yurttaşın eşit faydalanmasıiçindir.

         Bu ülke babanızın çiftliği değil diyenlerin anlatmak istediği tam da budur.

         Her sözünün sonunda şeref ve onurlu olduğunu iddia eden bir kişinin dikkat etmesi gereken en önemli iş adalet duygusu ve kul hakkına saygıdır. Şeref ve onur bu haklara saygı gösterildiğinde kazanılır.

         Fettulah’a altın sponsor olanların şeref ve onurdan söz etme hakları asla olamaz.  

        TURGUT GÜVEN