AF SONRASI, ATAMA ve VEKİL BULUNDU..

          Geçtiğimiz hafta siyasi iktidarın “infaz”, muhalefet partilerinin ve halkın büyük çoğunluğunun “af” olarak adlandırdıkları yasa meclisten geçip Cumhurbaşkanı tarafından onaylandıktan sonra tahliyeler başladı.

          CHP söz konusu yasayı önümüzdeki hafta Anayasa Mahkemesine taşıyacak.

          Bir insan olarak suç işleyen kişinin cezasını çekmesinden yanayım.

          Yıllar önce AKP Genel Başkanının “kişilere karşı işlenen suçları bizim affetmemiz doğru değildir, biz ancak devlete karşı işlenen suçları affedebiliriz” söyleminin tam tersi af yasasının çıkarıldığını da belirtmiş olayım..

          Asıl gelmek istediğim bu affın adalet anlayışından yoksun olması ve topluma hiçbir şey kazandırmayacağıdır

          Bir önceki af yasası ile (Rahşan Affı) “kader mahkûmları” için çıkartılmasını istediği ancak kapsamının genişlemesi nedeniyle, katillerin, cinsel suçları işleyenlerin, hırsızların yararlandığı Şartla Salıverme Yasası ile boşalan cezaevleri, 15 yıl olmadan üç katı doluluk oranına ulaştı.

          Ülkemizde çıkartılan her af yasasından sonra cezaevinden çıkanların büyük bir kısmı tekrar cezaevine dönmüş. Her af hüsran ile sonuçlanmış ve topluma hiçbir faydası olmadığı yukarıda yazdığım gibi farklı acılar yaşatmış.

          AB’de ve genellikle İskandinav ülkelerinde suç oranı oldukça düşük ve ceza evleri genelde boş. Bu seviyeye nasıl gelmişler? Öncelikle hiç af çıkarmamışlar. Adi suçlardan ceza alanlar cezasını çektikten sonra bile toplumdan bir şekilde izole edilmiş. Ceza evinden çıkıp oturdukları mahalle, cadde ve sokakta tüm oturan komşularına “ şu adreste şu suçtan hüküm giymiş ve tahliye olmuş biri oturmaktadır” diyerek uyarı yapılmış. Bunun anlamı öncelikle dikkatli olun ve o kişiden uzak durun uyarısıdır.

          Bunun yanında cezasını çekip tahliye olmadan önce psikolojik destek veriliyor, serbest kaldıktan sonra sürekli kontrol altında tutuluyor.

          Sonuç olarak ülkemizdeki siyasi iktidarın yönetim anlayışındaki uzlaşmaz tavrı, ülke ekonomisinin çıkmazda oluşu ve bu durumun uzun zaman daha devam edecek olması ceza evlerinin çok kısa sürede dolmasını sağlayacaktır.

          KÜLTÜR MÜDÜRLÜĞÜNE ATAMA.

           Zonguldak İl Müdürlüğüne Kemal Akçay atandı. Akçay daha önce cami imamlığı yaparken İl kütüphanesine şef olarak atanmış. Daha sonra Düzce’ye tayin olmuştu.

           Kültür-sanat ve turizmle konusunda liyakati şüpheli birinin bu makama atanması kesinlikle siyasidir ve asla doğru değildir.

           Ayrıca Akçay oldukça pısırık, asosyal, kendisini savunmaktan bile aciz biri olduğu çalışma arkadaşlarının tarifi.

          Zonguldak’ta kültürel çalışmalara çok fazla katkı sağlayacağına onu atayanlar inanıyor mu acaba!

          VEKİLİN BİRİ BULUNDU!

         Zonguldak’ın AKP’li üç milletvekilini en son mecliste yukarıda anlattığım af yasasına “evet” demek için beklerken çekilen bir fotoğrafta görmüştük. Evet dediğiniz yasa ile 9 yaşındaki Ceylan şimdi yaşamıyor aramızda değil. Bu başarınızla övünebilirsiniz.

         Salgın günlerinde şehrimizde görünmeyen tek bir açıklama dahi yapmayan AKP’li üç vekilden biri olan Polat Türkmen’in dün Ereğli’nin beldesi Gülüç’ te olduğunu yerel basınımızdan öğrendik.

         Türkmen Zonguldak gündemi (Vali Bektaş’ın sağlıkçılarla ilgili sözleri)  ile tek bir açıklama yapmazken halkımıza müjde vermekten de geri kalmadı.

         Türkmen "Zonguldak olarak çok şükür bir eksikliğimiz yok. Kime ne diyorsak o eksiğimizi gideriyor. Hiç kimsenin mağdur olmayacağı bir zamanı yaşıyoruz" dedi.

         Muhalefet olmak genlerimde var ya o nedenle bende güldüm.

         Türkmen’e göre kapalı olan kahvehane, berber, terzi, AVM’ler de çalışanlar, dolmuşlar, taksiler bu işlerde çalışan şoförler, Pazar ve diğer küçük esnafların tüm ihtiyaçları karşılanmış, kimsenin eksiği yok.  

         Zonguldak ülkemizin en mutlu kenti olmuşta haberimiz yok.

        TURGUT GÜVEN