Ülkemiz ve şehrimiz için berbat geçen bir yılın son günündeyiz. Asla karamsar değilim. Her zaman iyiye ve güzele ulaşmak için mücadeleden yanayım. Ancak, 2020 yılının daha kötü şartlarda geçeceğini düşünüyorum.

                    1919 yılı ülkemiz için kurtuluşun ve aydınlanmanın başlangıcıydı. Mustafa Kemal’in Samsun’dan başlattığı kurtuluş ve aydınlanma hamlesi dört yıl gibi bir süre içinde tüm ülke insanına umut olmuş, laik, demokratik ve bağımsız yepyeni bir cumhuriyet kurulmuştu.

                   100 yıl sonra 2019 da bunca yıllık Cumhuriyetin tüm kazanımları yıkılmaya yok edilmeye çalışılıyor. 17 yıldır iktidarını sürdüren AKP iktidarı demokrasi maskesi ile laik Cumhuriyeti dönüştürmeye, ülkemizi “tek adam” rejimine sürüklüyor.

                   Şehrimiz Zonguldak, Cumhuriyetin ilk şehri! Yeni Cumhuriyetin kök salıp güçlenmesi için ülke ekonomisine müthiş katkılar sunmuş. Üretmiş, emek vermiş, can vermiş böylece emeğin başkenti olmayı da hak etmiş.

                  2019 biterken Zonguldak çok acayip bir rekor kırıp, dünyanın havası en kirli şehri olmuş. Bu başarı (!) 17 yıldır şehrimizi temsil etmek için AKP’den milletvekili olmuş kişilerin ayıbıdır.

                 Yıllardır bu ülkenin kalkınması için yer altında emeğini, canının veren bu şehrin insanı, şimdi dışarıdan ithal edilen kükürt oranı yüksek kömür nedeniyle yerüstünde de can veriyor.

                Yıllardır yeraltında can veren Zonguldak insanı, son yıllarda peş peşe kurulan termik santrallerin çevreye verdiği zararlar nedeniyle yer üstünde de kanser olup can veriyor.

                Küçük bir vaka gibi bakıp geçiştiremeyiz. Bu şehrin insanına sanki laik cumhuriyet kurulurken temellerine taşıdığı harcın bedeli ödettiriliyor.

                Siyasi iktidarın mensupları bu şehirden yükselen feryatların hiç birini getirim (rant) hırsı nedeniyle duymuyor.  

                Tüm ülkede ekonomik çıkmaz ve işsizlik nedeniyle insanlarımız canına kıyarken, siyasi iktidarın mensupları müthiş bir vurdumduymazlık ve israf peşindeler. 

               Ekonomik yokluk, insanlarımızı bencilleştiriyor, vahşileştiriyor, sosyal yaşamdan, yardımlaşma ve dayanışmadan uzaklaştırıyor.

              Yeni bir yıla girerken ülkenin ve şehrimizin durumu bu.

               2020 yılının ülkemizin ve şehrimizin yukarıda belirttiğim şartlardan ve bu şartları yaratan siyasi iktidardan en kısa sürede kurtulmasını, ülke insanının Mustafa Kemal Atatürk yolunda, laik demokratik cumhuriyetin, sosyal hukuk devletinin bir an önce yeniden inşası için mücadeleye davet ediyorum.

              Okur arkadaş ve dostlarıma iyi yıllar, bu uğurda başarılar ve şans diliyorum.

 

             TURGUT GÜVEN