CHP Genel Başkanı Özgür Özel halka seslenerek, özetle; "14 bin 500 lirayla geçim olur mu? Bu asgari ücretle geçim olur mu?
Bu yüksek fiyatları gördükçe, bu düşük maaşları çektikçe, bu zammı, bu zulmü gördükçe, bu iktidar gidene kadar emeklileri, asgari ücretlileri, tüm ezilenleri bu iktidara kırmızı kart göstermeye davet ediyorum" dedi.
Seçim öncesi, 'liyakatlı belediyecilik, halkçı-sosyal belediyecilik ve erdemli belediyecilik' safsatalarını okuyan Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem'e kim 'kırmızı kart' gösterecek?
Safsata diyorum çünkü; tüm bu sözlerin safsatadan ibaret olduğunu seçildiği günden beri görüyoruz.
Tahsin Erdem, 2.5 ay sonra başkanlıkta ilk senesini dolduruyor.
Geçen süre içinde tek bir projesini hayata geçirmek için adım dahi atmadı.
Verdiği sözleri resmen rafa kaldırdı!
Liyakat safsataları okuyordu.
Seçimlerde peşinde gezen karı kocayı, oturdukları yerden maaş alsınlar diye, belediyeye işe aldı.
Ankara'da yaşayan Ömer Çağla Kaya'yı, çocuklarının arkadaşı diye, belediyeye Özel Kalem Müdürü olarak işe aldı.
Mali Müşavir olarak defterini tuttuğu ve belediyeye milyonlarca borcu olan 'kankasının' avukatı olan ve AKP'nin belediye başkan adayı göstermediği Avukat Ali Kahraman'ı belediyeye danışman olarak işe aldı.
Eeee şimdi nerede kaldı liyakat?
Erdem'in 'liyakattan' anladığı bu işte,
Belediyeyi aile şirketi gibi yönetmek!
'Halkçı, Sosyal, Erdemli' belediyecilik safsataları okuyordu.
Seçilmesinin ardından tüm bu sloganlar seçim broşürlerinde kaldı.
Seçildiği günden beri, liyakatsızlık dışında, en başarılı olduğu konu iğneden ipliğe sürekli zam yapmak oldu.
Suya yüzde 259 zam yapan 'halkçı' Erdem;
Atık su bedeline,
Halk otobüslerine,
İmar, servis izin belgelerine,
Minibüs çalışma ruhsatlarına,
Kapuz Plajına giriş ve Plaj tesilerinin sunduğu imkanların yanı sıra ve daha birçok belediye tekelinde bulunan hizmete yüzde 50 ile 900 arasında zamlar yaptı.
Türkiye'de yüzde oranı yapıldığında en fazla emeklinin yaşadığı ve yine en fazla asgari ücretle geçinen şehirler arasında ilk sıralarda yer alan Zonguldak'ta Erdem, hem asgari ücretlileri, hem de emeklileri yaptığı zamlarla sefil duruma düşürdü.
Erdem, belediyecilik tarihinde yüzde 50 ile yüzde 900'lere varan zam bedelleri ile adını tarihe yazdırdı.
Erdemli Başkan sözleri ile seçime giren Erdem, şimdilerde 'Zamcı Erdem' olarak anılıyor.
Erdem, başkanlığının daha ilk 6 ayında, belediye binası önünde, yüzlerce esnaf tarafından protesto edildi.
Önce; 'mafya-çete' dediği sosyete pazarı esnafı belediye binası önünde oturma eylemi yaptı.
Onların ardından; şoför esnafı belediye önünde, 'Başkan buraya, başkan istifa, korkak başkan' sloganları ile yuhaladı.
Bırakın protesto eden vatandaşın karşısına çıkmayı, pencereden başını çıkarıp bakamadı bile.
Yetmezmiş gibi; bir de devletin birimleri olan Valilik ve Emniyet Müdürlüğünü günah keçisi ilan etti.
''İlle müdahale edilmesi için cam çerçeve mi kırılması gerekiyor, birilerinin canının mı yanması gerekiyor' diye.
Hani sen halkçıydın.
Çıksaydın ya halkın karşısına, yapsaydın ya bir açıklama!
Özgür Özel herkesi ceplerinde 'kırmızı kart' taşımaya davet etmişti.
'Gerektiği yerde göstersin' diye.
Ben buradan Tahsin Erdem'e; liyakata uygun personel alımı gerçekleştirmediği,
Asgari ve emekli maaşı ile geçinen vatandaşı sefil durumuna düşürdüğü için kırmızı kart gösteriyorum.
Erdem bir daha aday olmaz ya da gösterilmez ama olur da aday olursa; halk Erdem'e, sağlam bir kırmızı kart demeti gösterecektir.