Bölgenin su baskınlarından korunması için geçtiğimiz yıllarda planlanan ancak bir türlü yatırım programlarına alınmayan projenin neden halen hayata geçirilmediği soran ve vatandaşların her yıl yaşadığı çilenin bir an önce giderilmesini talep eden Cumhuriyet Halk Partisi Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz’ın, 21.03.2022 tarihli soru önergesi Tarım ve Orman Bakanlığınca yanıtlandı.

 

Bakan Vahit Kirişçi tarafından verilen 09.09.2022 tarihli yanıt “Zonguldak-Kilimli ilçesi Çatalağzı Beldesi Gelik ve Cuma Dereleri 2022 Yılı Yatırım Programına alınmış olup projenin ihalesi 17.05.2022 tarihinde yapılmıştır” denildi.

 

Söz konusu yanıtta, çalışmaya sözleşmenin imzalanmasına sonrasında başlanacağı söylenirken, işin planında Cumayanı Deresi üzerinde 1.160 metre kargir duvar, 5 adet menfez ve duvar üstü korkuluk, Cumayanı Deresi üzerinde 640 metre kargir duvar ile korkuluk ve 275 metre derivasyon kanalı imalatlarının yapılacağının bilgisi paylaşıldı.

 

CHP’li Yavuzyılmaz ise yaşanan gelişmelere ilişkin şu şekilde açıklamada bulundu:

 

“Çatalağzı Beldemizde bulunan Cumayanı Mağarası, Kızılelma- Cumayanı yer altı su sisteminin boşaltım ağzını oluşturmaktadır.

 

İçinde yeraltı deresi bulunan mağaranın su seviyesi, bölgede etkisini gösteren yağışların ardından yükselmekte, mağaranın doğal ağzının tıkanması sonucunda ise Cumayanı Mahallesinde taşkın ve su baskınlarının yaşanmasına neden olmaktaydı.

 

Diğer yandan bölge sakinlerinin taşkınlardan korunması için geçtiğimiz yıllarda düşünülen taşkın koruma planının yıllardır yatırım programına alınmaması nedeniyle vatandaşlarımızın taşkın mağduriyeti bir türlü giderilmemişti.

 

Her yıl ciddi zararlara yol açan ve vatandaşın can ve mal güvenliğini tehlikeye düşünen taşkınlar için hangi önlemlerin alınacağını, daha önceden düşünülen projenin, neden halen yatırım programına alınmadığı sorularımızı ve endişelerimizi Tarım ve Orman Bakanlığına geçtiğimiz aylarda iletmiştik.

 

Önergemizin ardından, projenin hayata geçirilmesi hususunda adımlar atıldığını görmek geç de olsa olumlu bir gelişmedir. Artık vatandaşlarımızın taşkın mağduriyetinin son bulacağını, doğa harikası bölgenin de turizme daha fazla kazandırılacağını umuyorum.

 

Bölgenin tescilli arkeolojik sit alanı olması nedeniyle yapılan çalışmaların mevzuata uygunluğunun, işin taahhüt edilen süre ve biçimde bitirilmesi süreçlerinin ve önceki taşkınlardan zarar gören hanelerin onarılması süreçlerinin takipçisi olacağız.”