Bülent Ecevit Üniversitesi Tahir Karoğuz Konferans Salonu’nda düzenlenen konferansa, Vali Erdoğan Bektaş, BEÜ Rektör Yardımcısı Kemal Büyükgüzel, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

 

Konferansın açılış konuşmasını Teknopark Genel Müdürü Doç.Dr. Umut Güneş Sefercik yaptı. Sefercik yaptığı konuşmada Teknopark faaliyetlerini anlatarak Vali Erdoğan Bektaş’a desteklerinden dolayı teşekkür etti. Sefercik Zonguldak’ta çük güzel projelere imza attıklarını, insansız forklift ile anakart sürümü gibi çok sayıda teknoloji üretimine başlamanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi.

 

KOSGEB İl Müdür Güven Aktaş’da, destekleri devam ettiklerini belirterek şunları söyledi: “Zonguldak’ta son günlerde Girişimcilik ve İnovasyon Ekosistemi adına çok güzel şeyler olmaktadır. Teknopark’ın açılmasıyla birlikte ortaya çıkan hareketliliği KOSGEB olarak gözlemlememiz daha kolaydır. Bu yılın başında Teknoparkın açılmasıyla birlikte KOSGEB’e başvuru yapan Ar-Ge Girişimcisi sayısında önemli bir artış görülmüştür. Geçen sene 8 olan bitmiş ve devam etmekte olan Ar-Ge proje sayısı ilk 3,5 ayda 15 e ulaşmıştır ve hali hazırda proje başvurusu hazırlığı olan 4 firmamız daha vardır. Bu trendin giderek artacağını görüyor ve umuyoruz. KOSGEB olarak Üniversite Sanayi İşbirliğini içselleştirmiş bir kurumuz. 2000’ li yıllarda TEKNOPARK’ların kurulmasına başlanmadan önce KOSGEB tarafından 1991 yılında ODTÜ ve İTÜ de kısaca TEKMER dediğimiz yavru TEKNOPARK’lar kurulmuştur.  Şimdiye kadar kurulan 44 TEKMERin birçoğu sonradan TEKNOPARK içine alınarak Teknopark kanunun sunduğu avantajları da kapsayan yapılar halinde faaliyetlerine devam etmektedir.  Kurulan bu yapılarda faaliyet gösteren işletmelere bedelsiz işyeri verilmesinin yanı sıra KOSGEB’in Ar-Ge ve İnovasyon destekleri verilmektedir. Bu destek yalnızca TEKMER de veya TEKNOPARK ta faaliyet gösteren işletmelere değil,bu mekanlar dışında kurulacak işletmelere de verilmektedir. Ancak TEKMER ve TEKNOPARK ta yer almanın uygun koşullarda iş yeri tahsisiyle birlikte vergi ve sigorta primleri gibi birçok istisnası,teşviki  ve avantajı vardır.

 

  Gerek Ar-Ge gerekse diğer yatırım bazlı programlarımızda üniversite ile işbirliği içinde çalışıyoruz. Yaptığımız protokol kapsamında proje değerlendirmesi, projelerin izlenmesi gibi konularda işbirliği yapıyoruz. Üniversite ile yapılan bu ve benzeri çalışmaların üniversite sanayi işbirliği noktasında akademinin sanayinin içine girip çözüm üretme kapasitesini artırmasına vesile olduğunu ve olacağını düşünüyoruz.  Sayın valimiz riyasetinde devam eden çelik kümesi çalışmalarını çok önemli görüyoruz. Demir çelik sektörü ülkemiz ve bölgemiz açısından stratejik bir öneme sahiptir. Büyük Demirçelik fabrikalarının bölgede konuşlandırılmış olmasına rağmen, bölgenin ekonomik gelişme potansiyelini tam olarak ortaya çıkarmamıştır. ERDEMİR ve KARDEMİR’in Demirçelik ürünlerinin bölgede katma değerli ürünlere dönüştürülmesi gerekirken bufabrikaların ürünlerinin kesilip bölge dışındaki işletmelere gönderilmesinin ötesine geçilmemiştir. Yine bu işletmelere teknoloji, üretim, otomasyon gibi konularda çözüm ortağı olan işletmeler bir elin parmaklarını geçmemektedir. Burada yapılacak kümelenme çalışmaları demir çelik ürünlerini daha katma değerli hale getirecek ortamın oluşmasını sağlayacaktır.  Ayrıca Filyos limanı ve hemen arkasında kurulacak Endüstri Bölgesi çelik kümelenmesine lojistik ve üretim yeri anlamında büyük katkı sağlayacaktır.

 

 Geçen ay Tosyalı Holdingin Filyos Vadisinde aldığı demirçelik sektöründeki yatırım kararı aynı ve tamamlayıcı sektörde faaliyet gösteren birçok firmayı yatırım için bölgemize getirecektir. KOSGEB olarak biz bu gelişmeler sırasında ortaya çıkacak yatırım fikirlerini mevzuatımız çerçevesinde desteklemeye hazırız. Son dönemde KOSGEB’in bölgesel ve sektörel ihtiyaçları göz önüne alarak tasarladığı programlar çelik kümesinde belli bir büyüklüğe kadar yapılacak yatırımları destekler niteliktedir. 750 bin TL destek verdiğimiz Ar-Ge Desteği ile teknolojik çözümlerin prototipleri yapılırken, akabinde TEKNOYATIRIM Desteği ile teknoloji düzeyine göre 5 milyon TL ye kadar seri üretim yatırımlarına destek olunabilmektedir. Bu destek başkanlık onayı ile 10 milyon TL ye çıkabilmektedir. Ülkemize ithalatı yüksek, stratejik ürünlerin desteklendiği STRATEJİK ürün Destek Programında bu ürünlerin yerli imkânlarla yapılmasına yine 5 milyon TL ye kadar destek olunmaktadır. Şu anda Stratejik Ürün Desteği alan 1 işletmemiz projesini başarıyla devam ettirmektedir. 2018 yılında Zonguldak’ta 15 milyon TL tutarındaki desteği verirken devletin kıt kaynaklarını mümkün olan en verimli şekilde kullanmaya çalıştık. Bu tutarın 10 milyonu üretim ve teknoloji odaklı yatırımlara verilen desteklerdir. Daha da fazlasını verme imkânımız vardır.

 

KOSGEB olarak Zonguldak’taki tüm girişimcilik potansiyelinin sahaya yansımasını istiyoruz. İnovasyon ve Girişimcilik Ekosisteminin parçalarının yavaş yavaş oturmaya başladığı bu ortamda akademisyen ve öğrencilerimizi cesaretlendirmek en önemli görevimizdir. Üniversitedeki bilgi birikimininekonomiye, sanayiye uyarlanması ve uygulamalarının geliştirmesi için aracı olmak için varız.  Bu noktada hocalarımızın ve üniversite öğrencilerimizin küçük büyük her fikrini dinlemeye hazırız. Ben fikri olan herkesi KOSGEB’e davet ediyor, saygılar sunuyorum.”

 

ZONGULDAK’TA MADEN MAKİNELERİ KÜMESİ OLUŞTURMAK İSTİYORUZ

Vali Erdoğan Bektaş’ta kömürün ve maden başkente oylan Zonguldak’ta, TTK’ya ait maden makineleri fabrikasının ülkenin ve dünyanın maden makineleri imalatı konusunda Maden Makineleri kümesi oluşturmayı hedeflediklerini belirtti. ZONGULDAK’IN NE BİR HEDEFİ NE DE BİR STRATEJİSİ VAR. BU BÜYÜK BİR EKSİKLİK Zonguldak’ın ne bir hedefi ne de bir stratejisi olmadığını ve bunu büyük bir eksiklik olduğunu belirten Vali Erdoğan Bektaş, şunları söyledi: “Sabah bir vesileyle bir hocayla karşılaştım. Bazı şeyleri konuştuk kendisiyle., derim ki ona hocam, Bu şehrin bir hedefi var mı, bir stratejisi var mı? Yada şöyle sorayım. Sizin üniversitenizin bir hedefi var mı, bir stratejisi var mı? Şehir ve üniversite aynı anlama geliyor ve birbirinden ayrılamaz. Bu kavramları ele alırsak ve heder olarak benimsersek bu kavramın alt yapısına göre mükayesel üstünlük teorisine göre bizim üstünlüklerimiz neler, rakiplerimiz kimler ve rakiplerimize karşı avantajlarımız, dezavantajlarımız neler. Şunu anlıyoruz ki bugüne kadar bu işe hiç kafa yoğrulmamış. Hedefi belli olmayan yelkenliye hiçbir rüzgar yardımcı olamaz.  Bir hedef ve hedefe yönelik strateji üzerinde dikkatleri çekmeye çalışıyorum. Her birimin, her bireyin, her kurumun aslında böyle bir şeye ihtiyacı stratejik bir politikası olması gerekiyor. Olmazsa hiçbir şey olmaz. Şans da talih de yüze gülmez. Fırsatlar bire bire heba olur.”

 

ZONGULDAK-KARABÜK-BARTIN KÖMÜRDEN SONRA VAR OLDU

Zonguldak’ın, Karabük’ün, Bartın’ın kömürle var olduğunu belirten Vali Erdoğan Bektaş, “Zonguldak’ta bir çelik kavramı var. Projeyi henüz sonuçlandırmadık ve benim teklifime proje ekibimin ne cevap vereceği de beli değil. Bizim beklentilerimizin dışında da bazı sonuçlar çıka bilir bunu bilmiyorum ama ya bizim beklentilerimize uygun yada daha iyi çözümlerle karşımıza gelecekler. Zonguldak-Karabük-Bartın. Bartın biraz daha az ama bu sıralama doğru kömürden önce yok. Kömürle, kömürden sonra var oldular. Kömürle çelik var oldu, Kömürle Zonguldak var oldu, sonra kömürle çelik var oldu, Karabük var oldu sonrada Bartın. Yani Bizim varlık sebebiz kömür dolayısıyla çelik. Ve mükayesel üstünlükleri baktığımızda çelik konusunda ülkemiz içerisinde bizim kadar torbası dolu başka bir yer yok. Yani Türkiye’nin en büyük cevher üretim tesisleri bizim bölgemizde. Bu başlı başına büyük bir avantaj. Kömür bizim bölgemizde ki çelik üretimi için, öğrenci arkadaşlarıma söylüyorum bizim kömürün bir farkı var. Koklaşabilir olması. Öbür kömürlere ise linyit diyorlar. Koklaşabilir olması demir ve çelik üretimi için vazgeçilmezdir ve Türkiye’de başka bir yerde de yok sadece bizde var. Rezervimizde 1.5 milyar ton.”