GAZETECİ SAV, ÖKSÜZ VE ÖZKUL’U KİMLER ŞİKAYET ETTİ?

Sosyal platformların sunduğu canlı yayın seçeneği sayesinde bu platformlar artık TV gibi işliyor.

İsteyen canlı yayın yapıyor, video paylaşıyor, dileyen canlı yayınları ve paylaşılan videoları izliyor.

Bu sayede yayıncılar binlerce insana ulaşabilirken, binlerce insan da izleyebilecekleri bir o kadar seçeneğe kavuşuyor.

Her iki taraf için de büyük bir konfor denilebilir.

 

Aslında bu yazı geç kalınmış bir yazı.

Başta ben olmak üzere uzun süre ailece sağlık sorunları ile boğuştuk.

Artık sahalara döndük, zamanı geçmiş olsa da bu konu önemli olduğundan es geçmeyelim dedim.       

Yüz binlerce insan takipçilerine bu platformlardan canlı yayınlarla ulaşıyor.

Kimi oyun oynuyor, kimi para topluyor, kimi tarafı olduğu siyasi partinin propagandasını yapıyor.

Ama bugüne dek hiçbir yayıncının bu platformalarda canlı yayın yaptıkları gerekçesiyle adli cezaya çarptırıldıklarına tanık olmadım. (Youtuber fenomenler hariç)

Bu sözleri 10 yılın üzerinde yüzlerce konuklu-konuksuz canlı yayınlar gerçekleştirmiş biri olarak söylüyorum.

 

Zonguldak’ta Facebook üzerinden takipçilerine anlık haber ulaştırdıkları için  gazeteci Atilla Öksüz, Osman Sav ve Ergin Özkul hapis ve para cezasına çarptırıldılar.

İnanıyorum ki, üst mahkeme verilen bu haksız olduğunu düşündüğüm kararı bozacaktır.

Arkadaşlarımıza verilen bu cezaya sevinmem, kabul etmem söz konusu dahi olamaz.

 

Özellikle son birkaç yıldır ülke genelinde yaşanılan ekonomik kriz ve kur dalgalanmaları nedeniyle büyük zorluklar içinde yayınlarını okurlarına ulaştırmaya çalışan, anlık gelişmeleri sosyal medya üzerinden ‘ücret beklentisi olmaksızın’ canlı olarak yayınlayan gazetecilere verilen hapis ve para cezası basına vurulmuş bir kırbaçtır.

Basının susturulması adına atılmış bir hamledir ve bu asla kabul edilemez bir durumdur.

Ne yapmış bu arkadaşlar?

Zonguldak’ta olup biteni yayınlamışlar, olup bitenler hakkında birinci ağızlardan demeçler alıp röportajlarını yayınlamışlar.

Suç bunun neresinde?

 

Buraya kadar arkadaşlarımızı desteklediğimizi ve kendilerinin uğradığı haksızlığın kabul edilebilir olmadığını özetledik.

Amaaaaa…

Aması var işte.

Kabul etmediğimiz bir diğer konu ise bu platformlarda yayın yapan arkadaşlarımıza beslenen kıskançlık!

Ortada kıskanan birilerinin olduğu ve bu kıskanç kişiler tarafından 3 arkadaşımız hakkında şikâyetler olduğu aşikar.

Peki, bu arkadaşlarımızı kim ya da kimler şikâyet etti?

Tanıyanınız, bilenininiz var mı?

Ben biliyorum.

Biri Karabük’ün yılanı, diğeri Zonguldak’ın asalağı!

 

Biliyorum ki Atilla Öksüz, Osman Sav ve özellikle Ergin Özkul da kendilerini kimlerin şikayet ettiğini biliyorlardır!

RTÜK’e cephe almadan önce şikayet edenlere ‘yaren’ olmamak gerek.

Haksız mıyım arkadaşlar?

**********

 

Mesele Zeki Tosun'un sağlığı, Hasan Tosun'un makamı değil...

Ak Parti’de Muammer Avcı’nın üstlerini yok sayarak yaptığı sosyal medya paylaşımları ve duyuruları sonrası patlak veren kavga hala devam ediyor.

Rize ve Trabzon savaşına dönen kavga da, Zeki Tosun’un adının karıştığı ihale, rant ya da hakkında şaibeli bir iş bulamayanlar sağlığı ile kendisini vurarak istifa etmeye zorluyorlar.

Bunu da ‘besleme’ yöntemi ile geçimini sağlayan KAZ-teciler aracılığı ile yapıyorlar.

 

Mesele Tosun’un rahatsızlığından dolayı İl Başkanlığı görevlerini tam anlamı ile yerine getirememesi değil.

Rahatsızlığı olmasa, bugün yine aynı saldırılar olacaktı.

İl-İlçe Teşkilat Başkanlığı, Belediye Başkanlığı ve Milletvekilliği hayalleri kuranlar, ‘kendilerini’ değil de ‘şehrini’ düşünüyormuş rolleri kesen bazı asalaklar, Zeki Tosun’u kendilerine rakip görüyorlar.

Rahatsızlığını kullanarak  ‘pes’ etmesini sağlayamayanlar, ‘besledikleri’ KAZ-tecileri devreye sokarak Zeki Tosun’un kardeşi olan Atatürk Devlet Hastanesi Başhekimi Hasan Tosun’a karşı saldırı düzenliyorlar.

Zeki Tosun’u kardeşi Hasan Tosun’un mevkisini koruyup korumamak seçeneğiyle, Hasan Tosun’u da ağabeyi Zeki Tosun’un rahatsızlığı ile vurma stratejisi uyguluyorlar.

 

Peki, kimler istemiyor Zeki Tosun’u?

İl Başkanlığı koltuğunda gözü olanlar,

İlçe Başkanlığı koltuğunda gözü olanlar ya da koltuğunu korumaya çalışanlar,

Belediye başkan adayı olabilmek için kollarını sıvayanlar,

Milletvekili aday sıralamasında ilk 3’e girebilme hayaliyle salyaları akanlar,

Ve yaşananlardan ‘besleme’ usulü geçinip bu ‘istemezükçüler’den nemalanan KAZ-teciler Zeki Tosun’u istemiyorlar.

‘’Zeki Tosun’u ileride oturabilmeyi hayal ettiğimiz koltuklara engel olarak görüyoruz” demiyorlar da, sağlığını düşünüyormuş ayağına yatıp, koro halinde ‘Zeki Tosun, sağlığını korumak adına istifa etmeli’ hikayeleri okuyorlar!

 

Mesele şehrin gelişmesi, hizmet alabilmesi değil!

Biliyorlar ki ‘etiketleri’ olmadan hepsi birer hiç.

‘Hiç’ olmaktan korktuklarından, itibarsızlaşacaklarını bildiklerinden; etiketlerini korumak, etiketi olmayanlar da etiket kazanabilme hayali ile Tosun kardeşlere saldırıyorlar.

‘Vatan, millet, Zonguldak’ nidaları sadece birer gazel okumadan ibaret.

*******

 

 

KOZLUNUN SESİ

2009-2015 yılları arasında Kariyer Medya Grubu bünyesinde ‘haftalık’ olarak yayın yapan ve Kozlu’da yaptığı haberler ile Zonguldak genelinde ses getiren, o dönemler Kozlu’yu ‘beton cehennemine’ dönüştüren Kozlu Belediye Başkanı Ali Bektaş’ın başını ağrıtan Kozlunun Sesi Gazetesi’ni yeniden yayın hayatına hazırlıyoruz.

Tüm hazırlıklarımız tamamlandı sayılır.

 

Uzun zamandır sağlık sorunları ile mücadele etmekten veüzerine 1 yıl ara ile Covit musibetine yakalanmış olmam meslek hayatında biraz geri planda kalmama neden olmuştu.

Ama ‘yıkıldı’ diye sevinenlerin sevinçleri kursaklarında kaldı.

Kariyer Gazetesi, Kozlunun Sesi Gazetesi, Kariyer Web TV ve Zonguldak’ın ilk ve tek ulusal formatta yayınlanan 96 sayfadan oluşan DERGİM…

Bize düşen ise başlamak.

BAŞLIYORUZ.