Zonguldak'ın Ereğli İlçesi'nde yaşayan ve Batı Karadeniz genelinde aldığı sahneler, verdiği konserler ile 'Batı Karadeniz'in Divası' ünvanını kazanan Yağmur Okur'un dünden bugüne yaşam hikayesi Sözcü Magazinde yayınlandı. Yağmur Okur'un Sözcü Magazinde yayınalanan hikayesi oldukça ilgi çekerken Okur, kadın olmaya askerlik yaptıktan sonra karar verdiğini ve kadın olduktan sonra içinde birktirdiği kelebekleri salıp mutlu olduğunu ifade etti.

İşte ses getiren o röportaj;

Haber/Röportaj: Sözcü Magazin - Hasret Dilek Delier :

Karadeniz'deki eğlence hayatını, o dünyayı bilmem. Fakat hayat sürprizlerle dolu işte! Birgün Karadeniz'in Divası Yağmur'un klibi çıktı karşıma. Yağmur'u sosyal medyadan takip ederken buldum kendimi...

Dikkatimi çekti. Dine saygısı, inancı o kadar güçlü ki sözde hacı hocalardan daha imanlı, vicdanlı ve merhametli bana göre. Takip ettiğim kadarıyla. Allah sevgisi herşeyden üstün Yağmur için.

Okuduğu şarkı ve şiir beni çok etkiledi. "Yağmur kim?" diyorum. Sahne videolarını klibini izlemeye başlayarak tanımaya çalıştım. Yağmur kadın, düz uzun, siyah bir elbise giymiş. Gösterişsiz, abartısız, çok sade.  Ama Ebru Gündeş'in sesini ve Bülent Ersoy'un sahnesini aratmayacak kadar muhteşem. Ben Instagram’da Yağmur'un sahne performansını izlerken transseksüel olduğunun farkında bile değildim.

Sahnedeki kadın o kadar ilgimi çekiyor ki; abartısız yarım saat kadar onu izlerken buluyorum kendimi. Onu önceden tanıyanlar, eski halini bilenler vardır elbet. Ama ben mutlaka 'Yağmur Kadının" hikâyesini dinlemeliyim dedim. Ancak kilometrelerce uzakta bir yerde. Şansımı denedim.Hikaye paylaşımlarına yorum yaptım. Ne kadar güzel okuyor şarkıları, şiirleri diye harika olduğunu yazdım. Daha sonra da kendimi tanıttım.

Açıkcası binlerce takipçisi olan, bu kadar beğenilen Yağmur'un beni fark edeceğini yada binlerce takipçisine cevap vermek çok zor olduğu için cevap alamayacağımı düşünmek gibi ön yargı gafletine düştüm.

Daha 24 saat geçmeden bana cevap verdi. Şaşırdım doğrusu beklemiyordum ya... Röportaj yapmak istediğimi söylediğimde, mütevazı ve sevecan bir tavırla yaklaşım gösterdi. Telimi verdim. Yarın arayacağım dedi. Ertesi gün beni aradı. Kibar, naif bir kadın vardı telefonun bir ucunda.

Yağmur'un inanılmaz bir hayat hikâyesi var. Kesinlikle okunmaya değer bir hikâye...

- Merhaba Yağmur. Öncelikle bu röportajı verdiğin için çok teşekkür ederim.

- Rica ederim. Ben teşekkür ederim.

-Binlerce hayranınız sizi tanıyor ama bir de sizden dinleyelim YAĞMUR OKUR kimdir? Nerede yaşar?

- Yağmur Okur, 39 yaşında aslen Zonguldak'lı ama Karadeniz Ereğli'de yaşayan 19 yıldır Batı Karadeniz'de sahne alan ve bu bölgede tanınıp sevilen bir ses sanatçısıdır. Transexuel bir hanımefendi olduğumuda inkar etmediğim doğrudur..

- Yağmur ismini neden seçtiniz? Sizin için özel bir anlamı var mı?

- Yağmur adını yeğenim seçti. Tek yeğenim var benim o istedi bende olur dedim. Başka Bir anlamı yok.

- Kliplerinizden bahseder misiniz?

- Yıllardır klip isteğim olmadı. Bu yıl müzisyenlerim yapalım abla hatıra kalır dediler. Beddua şiirime çektik. İkincisi önümüzdeki hafta sevenlerimle buluşacak.

- Çocukluğunuz nasıldı?

- Çocukluğum köyde geçti. 18 yaşıma kadar köyde rençberlik yani çifcilik yapardık. Tarlada çalışarak babamın nalbur dükkanında durarak geçti.. Kötüydü erkek bedeninde kız ruhu taşımak. Çok zor, dalga geçilmek, kız kılıklı vs cümleler daha da anlatmaya gerek yok sanırım

Çocukluğumda annemler evden gidince evde yalnız kalınca çıkıyordu. Hemen ablamın eşyalarını giyip evde kız gibi gezmek çok güzeldi.. Çocukluğumdan bu yana kız gibiydim. Evcilik oyunlarında hep anne rolündeydim. Erkeksin ama kız elbiseleri giymek, anne olmak istiyorsun fakat bunu içine hapsediyorsun..

- Ne zaman dışarı çıkıyor bu duygu?

- Annem babam, abim evden gidince... Bilezik takıyordum. Ablamın elbiselerini giyerdim. Hapsedilmiş bir insansın. Adını koyamıyorsun

Ergenlik döneminden sonra. “Kadın olmalıyım” dediğim dönemse askerlikten sonraya denk geliyor.

Sahne hayatım başlayınca değişim başladı 20 yaşımda feminenleşme aşama aşama ve ameliyatla tamamlandı

-  Peki aileniz ve çevreniz durumunuzu  nasıl karşıladı?

- Küçüklüğümde ‘karı kılıklı’, ‘top’ dediler. Bir gün öğretmenim ablamı çağırıp “Volkan kız gibi davranıyor, hiç fark etmediniz mi?” diyor. Ablam anneme söylüyor. Bir gün boyunca beni izliyorlar. El hareketlerim, yürüyüşüm, konuşma şeklim, oturuşum gerçekten de öyle... Sonra beni alıp Haydar Dümen’e götürdüler.

Durumu anneme kâğıda çizerek anlattı. Dedi ki; ”İyileşme şansı yok, olan olmuş.” Ergenliğe girildi, rüyada erkekler görüldü, aşk yaşandı...

Lise yıllarında hastaneye yatırıldım. Terapilerle topluma kazandırılma, cinsel kimlik, cinsel tercih, hayattaki rolüm anlatıldı. Doktorlardan ne olduğumu öğrendim. 15 yaşında her şey netleşti.

- Ne olduğunuzu’ söylediler?

- Eşcinselmişim. Eşcinselin anlamını o zaman öğrendim.

- Aileniz ne yaptı?

- Çok üzüldüler. Köyde babama dedikodumu yapıyorlardı. Babam anneme, annem bana söylerdi. Hep stres içindeydik. “Bu kadar mı önemliymiş?” dedim.

-Okul yıllarınız nasıl geçti?

- İmam dayım vardı, onun gibi olmak isterdim. Kur’an kursuna gittim. O dönem oradan sonra imam hatibe gittim.

Sonra askerlik dönemi başladı. Askerde meslek seçimi yapılacak dediler. Sesim güzel olduğu için “sanatçıyım” dedim çıktım. Sesim de beğenildi. Oradaki eski solistle birlikte kanuncu yetiştirdi beni. Yalanla başlayan müzik hayatı değişmemi sağladı. Çünkü askerlikte “O sahnede böyle” denildi. Ben de daha rahat oldum. Sahneye çıkmasaydım böyle olamazdım.

- Ne zaman ameliyat oldunuz? Nasıl karar verdiniz?

- Kadınları kıskanıyorsun, onlar gibi olmak istiyorsun ama bir fazlalığın var. İstediğin gibi giyinemiyorsun. Bizim oraları geçtim, İstanbul’da bile el ele gezebilir mi iki gay? Bir de son erkek arkadaşım beni sekreteriyle aldatmıştı. Şu cümleyi kullandı bana; “Canım kadın istedi.” “Bu kadar mı önemliymiş” dedim. Ertesi gün mahkemeye başvurdum. Ameliyat olmak için gittiğimde doktorum beni estetik yaptırmaya gelen bir kadın zannetti.

- Ameliyattan sonra ne hissettiniz? Hayatınızda neler değişti?

- İçimde kelebekleri biriktirdim biriktirdim, hepsini saldım. Hiç o kadar mutlu olmamıştım.

Bir anaçlık geldi. Çocukları çok seviyorum. Sahneye bakış açım, kostümler, günlük giyim tarzım değişti. Kadınlık, sadece evde yemek yapmak, giyinmek, makyaj yapmak değilmiş. Kadınlık oturabilmekmiş. Kadınlık dışarıdayken ne kadar güzel oldu. Ne kadar hanımefendi denilebilmekmiş.

- Ailenizle görüşüyor musunuz? Ameliyat olduğunuzu biliyorlar mı?

- Evet, görüşüyorum bana gelirler. Yeğenim bana ‘teyze’ der. Anneciğimin yanına köyüme giderim. Babamla da görüşüyorum. Canımı veririm.

Ailem elbette kabullenmedi. Beni düzeltmeye yönlendirmeye bastırmaya çalıştılar.. Çevremde hep arkadan konuşan oldu ama umrumda değillerdi. Ailem önemliydi ama yapacak bir şeyim yoktu. Kavgalar, azarlamalar, ağlamalar oldu. Fakat şuan kızlarıyım çok şükür..

- Meslekte üzerinizde emeği olanlar var mı?

- İnanın yok. Kimse yardım etmedi. Mesleğimde kendim yükseldim.

- Kendinize örnek aldığınız, doğrularından yararlandığınız isimler oldu mu?

- Beğendiğim sanatçılar elbette oldu. İzledim izledim, dinledim, alacaklarımı aldım sadece..

- Bir ses sanatçısı olarak, meslektaşlarınız cephesinde sizi en çok neler hayal kırıklığına uğratıyor?

- Kimsenin yükselmesini istemiyor müzik piyasasındaki birçok kişi. Klip çektim tebrik eden, yayınlayan üç beş arkadaş oldu.

- Volkan Okur, sahnede Yağmur adını kullanıyor. "Karadeniz’in Divası Yağmur" olarak sizi izleyenlere dev duygular bırakıyorsunuz.

Peki sahne size ne oyunlar oynuyor?

- Sahne bana kötü oyun hiç oynamadı. Hep mutlu etti.

- Kadın cinayetleri, kadına şiddet hakkında düşünceleriniz nelerdir?

- Elleri kırılsın kadın cinayeti yapanlarin.. Çocukları taciz edenlerin, tecavüzcülerin hepsini bana verseler ibret için benzin döker yakarım..

- Unutamadığınız, her hatırladığınızda içinizi acıtan ve yüzünüzü gülümseten anı var mı? Bizimle paylaşır mısınız?

- Ameliyattan çıkınca ilk gözümü açtığımda, yanımda olanlara hemen güzel olmuş mu sorum ve onların verdiği cevap oldu. Çok güzel olmuş demeleri. Halbu ki imkan yok görmelerine tamponlarla dolu her yer.

- Son olarak sevenlerinize vermek istediğiniz mesaj var mı?

- Yaradılanı hoş görsünler yaradandan ötürü.. Benim gibi olma yolunda olanları yadırgamasınlar, dışlamasınlar. Onlar dünyaya böyle olarak geleceklerini bilmiyolardı. Ben de bilmiyordum. Onlarda evlatlarının ne olacağını bilemezler..