İMAMOĞLU’NDAN “AHMAK POLEMİĞİ”NE SON NOKTA: “TÜMÜYLE SİYASİ BİR MECRA OLUŞTURMAK İSTİYOR. BEN, BELEDİYE BAŞKANIYIM; İŞİME BAKARIM”

 

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 19 istasyondan oluşacak, 24,5 kilometre uzunluğundaki Kabataş-Mahmutbey Metro Hattı tünel tamamlanma töreninde konuştu. Tek yönde 70 bin kişiye hizmet verecek olan hattın toplu taşımada büyük fayda sağlayacağını vurgulayan İmamoğlu, “Kabataş-Beşiktaş-Mecidiyeköy hattında buradaki kazı çalışmalarında karşılaşılan tarihsel bulgulardan dolayı, ne yazık ki biraz daha zaman ihtiyaç var. Mecidiyeköy-Mahmutbey hattımızı ise inşallah önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde hizmete açacağız” dedi.

İmamoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “Türkiye’nin terör sıfatıyla görevden aldığı belediye başkanlarının hapse atılmasını savunmak doğruysa, ben milletimden ve İmamoğlu’ndan özür dilerim” sözlerini hatırlatan bir gazeteciye, “İnanın ilgilenmiyorum yani. Başka konulara geçelim. Hiç değerli bir beyan da değil. Cevap verilecek bir pozisyonda da değil. Tümüyle siyasi bir mecra oluşturmak istiyor. Ben, belediye başkanıyım, işime bakarım” yanıtını verdi.



BEŞİKTAŞ / İSTANBUL

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kabataş-Mahmutbey Metro Hattı tünel tamamlanma törenine katıldı. İmamoğlu’na Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat ile İBB üst yönetimi eşlik etti. Fulya Durağı’nda gerçekleştirilen törende, İmamoğlu konuşken, tünel kazmakta kullanılan TBM (Tunnel Boring Machine) denilen kazı makinası da yer altından eş zamanlı olarak çıkarıldı. Hattın çok değerli olduğunu vurgulayan İmamoğlu, “Burası, başından beri doğru bir iş planı ve finans planı ile işletilmiş, örnek metro hattı şeklinde önümüze raporlanmıştı. Arkadaşlarımla buradaki yüklenici firmaların uyumlu çalışmaları süreci daha da hızlandırmakta. Kabataş – Fulya arasında çalışan TBM’in son anına şahitlik etmek için buluştuk. Teknolojinin bizim gibi zor şehirlere katmış olduğu değer, çok çok değerli” dedi.



“MECİDİYEKÖY-MAHMUTBEY BÖLÜMÜ ÖNÜMÜZDEKİ YIL HİZMETE GİRECEK”
Hattın 2 bölümden oluştuğunu belirten İmamoğlu, “Kabataş-Beşiktaş-Mecidiyeköy hattımız var. Bir de Mecidiyeköy-Mahmutbey hattımız var. Bu hattımız saatte, tek yönde 70 bin kişiye hizmet verebilecek kapasiteye sahip. Toplu taşımada büyük fayda sağlayacak bu hattımız. Ancak Kabataş-Beşiktaş-Mecidiyeköy hattında ne yazık ki biraz daha zaman ihtiyaç var. Mecidiyeköy-Mahmutbey hattımız ise inşallah önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde hizmete açacağımız bir hat. Ancak ikinci kısım olarak gösterebileceğimiz Kabataş – Beşiktaş – Mecidiyeköy hattı ise özellikle buradaki kazı çalışmalarında karşılaşılan tarihsel bulgulardan dolayı biraz daha fazla zamanımızı alıyor” diye konuştu.



TOPLAMDA 19 İSTASYON OLACAK
Kabataş-Mahmutbey hattının toplam uzunluğu 24,5 kilometre. 19 istasyondan oluşan hat, tek yönde 70 bin yolcu kapasitesine sahip olacak. Beyoğlu, Beşiktaş, Şişli, Kağıthane, Eyüpsultan, Gaziosmanpaşa, Esenler ve Bağcılar ilçelerinden geçecek olan hat; Kabataş İstasyonu’nda, Kabataş-Taksim Füniküler Hattı ile Kabataş-Bağcılar Tramvay Hattı’na entegre olacak. Yenikapı-Mecidiyeköy Hattı’ndan da söz konusu hatta entegrasyon sağlanacak. Karadeniz Mahallesi İstasyonu’ndan Habibler-Edirnekapı-Topkapı Hattı da entegrasyon noktalarından biri. Son entegrasyon ise Mahmutbey İstasyonu’dan Otogar-Bağcılar-Kirazlı-Başakşehir-Olimpiyat Metro Hattı ile olacak.



GAZETECİLERİN SORULARINI YANITLADI
İmamoğlu, törenin ardından çalışanlarla, yer altından çıkarılan TBM makinasının önünde anı fotoğrafı çektirdi.

İmamoğlu, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da yanıtladı. İmamoğlu’na sorulan sorular ve İBB Başkanı’nın verdiği yanıtlar şunlar oldu:
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Türkiye’nin terör sıfatıyla görevden aldığı belediye başkanlarının hapse atılmasını savunmak doğruysa, ben milletimden ve İmamoğlu’ndan özür dilerim” dedi. “Böyle bir ortamda Türkiye’yi Avrupa’ya şikayet etmek bir akıl sağlığı işareti midir?” diye de eleştirisi oldu size…

-İnanın ilgilenmiyorum yani. Başka konulara geçelim. Hiç değerli bir beyan da değil. Cevap verilecek bir pozisyonda da değil. Tümüyle siyasi bir mecra oluşturmak istiyor. Ben, belediye başkanıyım, işime bakarım. Bu memleketin bütün sorunlarıyla, bir vatandaş duyarlılığıyla ilgileniyorum. Bu soruyu geçelim. İnanın hiç önemsemiyorum.



EMİNÖNÜ’NDAKİ BALIKÇI TEKNELERİNİN TAHLİYESİ
Eminönü’ndeki balık ekmek tekneleri ile ilgili yeni bir tahliye kararı çıktı. Nasıl bir yol haritası izlenecek? Orada balık ekmek satanların bazı itirazları var, “Bizim yapacak başka işimiz yok” şeklinde. Oradaki meydan düzenlemesi ile ilgili bir tasarrufunuz olacak mı?

-İBB’nin sadece orada değil ya da kamunun sadece orada değil, İstanbul’un muhtelif yerlerinde bazı alanları tahsis etme, ihaleyle verme gibi birtakım usulleri var. Bunlar, kalıcı mülk değil. Birinin babadan oğula geçmesi muhtemel bir alan değil. Bu tür yerlerde ihale yapılmış, ihale alınmış, arkadaşlar orada sürelerini doldurmuş hatta iki yıla yakın süre de uzatılmış. Ki bu, Sayıştay raporlarında da belediyeyi suçlayan ve zimmet doğuran bir işlem. Dolayısıyla biz orayı da önemsiyoruz. Yani orada nitelikli, gerçekten hijyenik, insanlara hizmet etmekte duruşu olan bir yer olması lazım. Bu konuda bizim iştiraklerimiz var. BELTUR gibi çok nitelikli, geçmişten bugüne işler yapan. Bu konuda arkadaşlarımızın çalışmaları var. Bize sunacaklar en doğru kararı orada vereceğiz. Biz, kültürün yaşamasından yanayız. Orada çalışan mağduriyetine bakılır. Eğer orada bir iş varsa, o iş yapılıyor ise, en yetenekli kimler var ise, ihtiyaç olduğunda oradan da insanlar çalışacak. Kimsenin ekmeğiyle işimiz yok. Ama ticari olarak bakarsanız, bir işin alındığı zaman gibi bittiği zaman da var. Ondan sonraki tasarrufu idare yapar. Şu anda yaptığımız tümüyle bu. Vicdana ahlaka hukuka kültüre uygun yapacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. İşlem de devam ediyor.



ÖZEL HALK OTOBÜSÜ OLAYI
Geçtiğimiz gün bir İstanbullunun hayatını kaybettiği korkunç bir kaza olmuştu Beşiktaş’ta. Oda başkan vekili de bazı yetkililerin otobüs içinde kamera kaydı olmadığını kameranın bozuk olduğunu iddia ettikleri yönünde açıklamaları vardı. Ama bir görüntü çıktı ortaya. Kazanın olduğu gün şoförün görüntüyü bozduğu görülüyor. Siz bu görüntüleri izlediniz mi? Bundan sonra nasıl bir takip süreci olacak? Bu görüntülerin bozulmasını nasıl yorumluyorsunuz?

-Görüntüleri ben de izledim. Yakından takip ediyorum. Hayata gözlerini yuman hemşerilerimizin yakınlarını da ziyarete gideceğim. Ailesine baş sağlığı dileyeceğim cenazesine arkadaşlarım katıldılar. Allah’tan rahmet diliyorum. Çok üzüntü verici bir olay ve o canı geri getiremiyorsun. Neden dolayı? Bir şoförün yarattığı bir şiddetten, öfkeden dolayı bu duruma gelindi. Buna başta biz olmak üzere, mesleki zincirde, halkada kimler varsa azami dikkatle, azami denetim mekanizmasını güçlendirmeyle bakmalı ki biz böyle bir süreci zaten başlattık. Ve daha sıkı denetimi daha üst seviyede psikoteknik eğitimlerin verildiği ve hassas davrandığımız ve açık söyleyeyim asla affetmeyeceğimiz bir usulü devreye koyduk. Bu anlamda her şey zaman alıyor. Bir anda birikmiş bazı şeyleri çözemiyorsunuz. Ben, oda başkanının o açıklamasını var olan bir kültürün dile yansıması olarak görüyorum. Acı, yazık. Bunu nasıl düşünmezsiniz? Esas görevinize nasıl odaklanmazsınız? Neye odaklanıyorsunuz? O otobüsün sahibi kim?Ona mı odaklanıyorsunuz? Ya da verdiğiniz cevapla birine mi yaranıyorsunuz? Bizim yaranacağımız tek bir şey var; 16 milyon insan. Bu insanların can varlığı ve mal güvenliği. O başkan arkadaşımız veya her arkadaşımızın da sıkı bir denetime tabi tutulup bu anlamda kendilerine çeki düzen veren, mesleklerini iyi temsil eden, vatandaşına iyi davranan, toplu taşımada maksimum memnuniyeti sağlayan bir süreci devreye aldık, alıyoruz. Bu işlemler hemen karşılık bulmuyor, biraz vakte ihtiyacımız var. Geçmişten bugüne gelen bazı süreçlerin bu şekilde sıkıntı doğurması da elbette hem canımızı sıkıyor hem bizi üzüyor. Tekrar kaybettiğimiz canımıza Allah’tan rahmet diliyorum.



“TEKELLEŞMEYE FIRSAT TANIMAYACAĞIZ”
Halk Otobüsleri ile ilgili yeni bir düzenleme olacağı ya da kaldırılacağı şeklinde söylentiler de var. İleriye dönük böyle bir önlem ya da daha sıkı denetleme adına, ya da İBB’ye katıp o işi sizin yapmanız gibi bir şey düşünüyor musunuz?

-Bizim kaldırmak gibi bir kararımız yok. İnsanların mesleki süreçlerine saygı duyuyoruz. Bazı konularda orta ve uzun vadede kararlar alınabilir. Geleceğini de çalışıyoruz, ki bu yılın sonunda geniş bir ulaşım çalıştayı yapacağız. Burada bütün sektörleri ve ulaşımın bütün paydaşlarını da masaya yatıracağız. Ancak böyle bir halk otobüslerini kaldırma kararımız olmadığı gibi şu kararımız var: Kendi içinde tekelleşmeye karşı duruşumuz net. Bu kural olarak var fakat süreç içerisinde farklı usullerle –bu artık sahada konuşuluyor- bir kişiye ait 60-70 otobüs vesaire… Böyle bir şeye asla müsaade etmedik, etmeyeceğiz. Burası mesleki olarak korunabilir ama ticari bir mekanizmaya, tekelleşmesine fırsat tanımayacağımız bir alan olacak. Orada bizim kuruluşlarımız var. İETT, Otobüs A.Ş.’miz var. Bu ve bunun gibi mekanizmaların güçlendiği, özellikle dar bölge uygulamasıyla, yani bazen bazı otobüslerin başka bölgelere kaydırılması konusunda tümüyle yaklaşım esnafa doğru olduğunda bu sefer bazı esnaflara bu kayırmacılık olarak yansıyor. Bazı esnaflara ise ciddi sıkıntı yaratabiliyor. Bu ve bunun gibi başka teknik konularda değişiklikler yapabileceğiz ama kaldırmak gibi bir kararımız yok.



“İDARİ ANLAMDA YAPTIRIMLARIMIZ VAR”
Olayın olduğu gün araç içerisindeki kameranın devre dışı bırakılması delil karatmaya da giriyor. Bunun aksine bir açıklama yapan oda başkanvekiliyle bir irtibatınız oldu mu olayın ardından? Sizin yaptırım yetkiniz var mı? Nasıl bir yol izleyeceksiniz?



-Halk otobüslerinin büyük bölümünde kameraların kayıt yapmadığı yolunda görüşler var. Bunun gibi kayıt olmadığından emin miyiz? Bu konuda arkadaşlarım sıkı bir denetimi tekrar yapıyor. Bir kere olmak zorunda. Artı bir karartma işlemi, eylemi elbette ki bir adli vaka. İdari anlamda bizim yaptırımlarımız var. O hat, o otobüs sahibi ve diğer unsurlarla ilgili kurumsal olarak yaptırımlarımızı yapacağız. Oda bir tüzel kişilik ve biz odaya direk bir yaptırımda bulunamıyoruz ama bu şehirle olan ilişkilerinde uyarılarımızı en üst perdeden bu arkadaşımıza yapmaları konusunda beyanda bulundum ve takip ettiriyorum. Ben, kendisini şu ortamda arama ihtiyacı duymadım. Zira o cümle üzerine sadece görüşüp ne yapması gerekiyorsa bizim kurumumuz onu yapacak. Tavizimiz yok