Zonguldak Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ZONSİAD) Başkanı ve Elcab Kablo Yönetim Kurulu Başkanı Nejdet Tıskaoğlu’nu tanır mısınız?

Kendisi Zonguldak’ta ‘Eve Dönüş Projesi’ni başlattı. “Firmalar Zonguldak’a gelsin, 3 yılda 15 firma, ek 15 bin istihdam sağlansın” dedi.

3 yıldır kendi firması dışında Zonguldak’a dönen bir firma henüz yok.

Gitti spor kulübü satın aldı. Elcab Kablo Zonguldak Gençlerbirliği Spor’un da sahibi oldu.

Tüm bunları neden yaptığını da zaten ‘Milletvekili olmak istiyorum’ dediğinde anlamış olduk.

Aslında tamamı kendi hedefleri içinmiş.

Zonguldak aşkı falan hikaye.

 

Bunu nereden anlıyorsun derseniz;

‘Sayın Tıskaoğlu acaba Filyos Liman Projesi olmasaydı fabrikasını Zonguldak’a taşır mıydı?’ diye soralım.

Zonguldak tam da kalkınacak noktaya geldikten sonra Zonguldak’a dönüş projesi başlatıyor.

Son 3 yıl öncesinde Tıskaoğlu kimdi Zonguldak için.

Belki tanıyanlar vardı ama dışarıda Zonguldaklı bir sanayici olmaktan öte değildi.

‘Siyaset için yapıyor diye eleştiriliyorum’ diyor.

Haksız mı eleştirenler?

 

3 yıl öncesine kadar yaptığı sosyal sorumluluk projelerinde neden Zonguldak’ın Z’si yok. Fabrikasının bulunduğu yerlerde yapmış tüm sosyal sorumluluk projelerini.

Milletvekili olmak hedefiyle Zonguldak’a dönene kadar Zonguldak hayatının neresinde vardı.

Geldi, nasıl olsa Filyos Projesi tamamlanmak üzere, firmalar kolay gelir diye ‘Eve Dönüş Projesi’ başlattı. Spor kulübü aldı. Fabrikasını taşıdı.

AK Parti İl Başkan Yardımcısı oldu. Vekil olmanın önünü açacak tüm hamleler neredeyse hazır.

Basınla iletişim gerekli, o da sağlandı.

Anketlerden birinci çıkıyormuş kendisi.

Bazı basın yayın organlarında yayınlanan haberler bu yönde.  

Meğer Zonguldak, Milletvekili olsun diye Tıskaoğlu’nu bekler dururmuş.

 

Kitap yazacakmış ve adı da ‘Bedel’ olacakmış.

Herkesin hayatta ödediği bazı bedeller vardır. Herkes bunun için kitap yazsa okuyacak insan bulunmaz.

Çalışmışsınız, fabrikalar kurmuşsunuz, paranızı kazanmışsınız. Şimdi de o gücünüze güvenerek gelmiş ‘milletvekili olacağım’ diyorsunuz.

Hangi bedel, Zonguldak için ne bedeli ödediniz?

Sağladığınız istihdam çalışandan çok sizin işinize yaramıyor mu?

Kendi hedeflerinizde bahsetmişsiniz ya; hedeflere ulaşmak için büyümemiz gerektiğini biliyorduk diye. Sizin büyümeniz için insanlar size daha çok katkı sağladı.

Bundan bir lütuf gibi bahsedemezsiniz.

Zonguldak’taki şartlar sanayici olarak işinize gelmese burada fabrika kurmayacağınızı gayet iyi biliyoruz.

Siz de iş insanlarını buraya gelmeye ikna etmek için buradaki şartların olumlu olduğunu söylemiyor musunuz?

Zonguldak’a aslında siz lütufta bulunmadınız, şirketinizi büyütebilmeniz için Zonguldak size lütufta bulundu.

İstanbul’da bir fabrika daha açmak için yer bulabilmek de zor olsa gerek!

 

Milletvekili adayı olmanızda elbette hiçbir sakınca yok.

Her birey özgür iradesiyle aday olabilir.

Siyasette çok büyük hedefleriniz de olabilir.

Ama artık vatandaşı hedeflerinize giden yolda bir araç olarak görmekten vazgeçin.

Ak Parti İl Başkan yardımcısı olup da fabrikanızda çalışan insanlara Ak Parti üyesi olma zorunluluğu getiremezsiniz.

Bunun adı mobingdir.

Ekmek parası derdinde olan inşanlar sizin şov malzemeniz değildir.

Bir fabrikada bugün 200 kişilik bir Ak Parti rozet takma töreni düzenleniyorsa bunun hür iradeyle gerçekleştiğini kimse söyleyemez.

Fabrika patronunun Ak Parti İl Başkan yardımcısı olduğu bir fabrikanın çalışanı elbette işinden olamamak için gidip de o partiye üye olur.

Siz o insanları o konuma getirmeyeceksiniz.

Gerçekten hakkaniyetli bir insansanız karşınızdaki o işçilerin yerine kendinizi koyar ve ‘ben ne yapardım’ diye bir sorarsınız.

Ya da başka bir partili iş insanı sizin yaptığınız davranışı sergilese, fabrikasında mensubu olduğu parti için rozet töreni düzenlese eleştiriniz ne olurdu?

 

Sizin de Zonguldak sevdanızın milletvekili olma sevdası olduğunu görmüş olduk bu sayede.

Hayırlı, bol kazançlı günler!