DERGİM her sayısında Zonguldak ve çevresinde mutlaka görülmesi gereken 8 yeri sizler için derlemeye devam ediyor. Zonguldak ve çevresinde nerelere gidebiliriz diye fazla düşünmeyin. Derginiz DERGİM bu konuda, 3'üncü sayısında da yanınızda. Zonguldak ve çevresinde bulunan eşsiz doğa harikalarını sizlerle paylaşmaya devam ediyoruz.

 

1 - FİLYOS SAHİLLERİ

Deniz, kum, güneş ve balık diyorsanız işte size Zonguldak’ın incisi Filyos. Güneşli bir günde sahil yürüyüşü yapabileceğiniz, mangalınızı yakabileceğiniz mesire alanları ve onlarca balık restoranının sahil şeridinde sıralandığı Filyos’ta güneşin doğuşu ve batışı bir başka güzeldir.

Daha yolculuk esnasında Ege denizini aratmayan turkuaz rengi ile size göz kırpacak olan Filyos sahillerine ve denizine hayran kalacaksınız.  Filyos sahillerinin yanı sıra, size dinlenme, balık keyfi ve tarih öncesi medeniyetlerin mistik havasını sunuyor.

Sahil şeridinin üzerinde ki buruna inşa edilmiş olan kalede bulunan seyir terasında tüm bölgeyi çıplak gözle görebilir, en güzel fotoğraflarınızı çekebilirsiniz.

 

2 - EREĞLİ MÜZESİ

Zonguldak’ın geçmiş tarihlerine, ev sahipliği yaptığı medeniyetlerden kalan kalıntılar ile hayal dünyanızda bir milat yolculuğuna ne dersiniz? O zaman adresiniz Orhanlı Mahallesi, Yalı Caddesi üzerinde bulunan Ereğli Müzesi olacaktır. 19. Yüzyıl sonlarına doğru Halil Paşa Karamahmutoğlu tarafından yapılan konak Ereğli Müzesine ev sahipliği yapmaktadır.

Bir dönem ortaokul ve Kız Meslek Lisesi olarak da kullanılan yapı, 1988 yılında Kültür Bakanlığı'na tahsis edilmiş ve 1989 yılında başlanan restorasyonu 1998 Mart ayında bitirilmiştir. 1988 yılı Eylül ayından itibaren Atatürk Kültür Merkezi'nde faaliyetlerini sürdüren Ereğli Müze Müdürlüğü, 17.3.1998 tarihinde restorasyonu tamamlanan Halil Paşa Konağı'na taşınmıştır. Teşhir-tanzim çalışmaları tamamlanan binanın zemin katı idarî bölüm olarak kullanılmaktadır. Müzenin birinci katında, Ereğli ve çevresinde toplanan Grek, Roma, Bizans dönemlerini yansıtan mermer mezar stelleri, pişmiş toprak amphoralar, figürlü mermer sütun başlıkları, cam kaplar ve takılar, çeşitli madeni eserler ve pişmiş topraktan yapılmış kaplar, kandiller, dokuma ağırlıkları ve figürinlerden oluşan arkeolojik eserler ile Lidya, Grek, Roma, Bizans, Abbasi, Emevi, Sasani, Artuklu, Selçuklu ve Osmanlı sikkeleri koleksiyonlarından oluşan eserler teşhir edilmektedir. İkinci katta çeşitli erkek ve kadın giysileri ile yöreye özgü bir dokuma olan "Elpek" kumaşı ve ipliği, dokuma aletleri, mendil, bohça, örtü gibi dokuma türleri, silahlar, takılar, mühürler tütünle ilgili eşyalar, tespih, saat, mutfak eşyaları, ölçü ve tartı aletleri ve yazma eserlerden oluşan yöresel etnografik eserler sergilenmektedir. Üçüncü kat, dönemine uygun döşenmiş müze-ev olarak düzenlenmiştir. Müze bahçesinde ise, çeşitli dönemlere ait lahitler, sütun başlıkları, sütun kaideleri, sütunlar, yazıtlı bir taş, mimarî parçalar ve bir anıt mezardan oluşan taş eserler sergilenmektedir.

 

3 - GÖLDAĞI TABİAT PARKI

Bahar ve Yaz mevsimlerinde güneş yüzünü gösterdiğinde dinlenebileceğiniz, yürüyüş yapabileceğiniz parkurları olan, piknik alanları ve zengin bitki örtüsü ile size mistik bir ortam sunacak olan Göldağı Tabiat Parkı mutlaka gezi listenizde olması gereken bir doğa harikası.

Çaycuma İlçesi sınırları içerisinde bulunan Taşçılı köyünün tüm çevresini saran devasa kayın, gürgen, meşe ormanlarından meydana gelen Göldağı Tabiat Parkı size muhteşem ötesi bir hafta sonu keyfi yaşatacaktır. Piknik ve yürüyüş keyfi dışında kampçılar içinde kamp yapılabilecek alanları mevcuttur.

Yaban gülü, böğürtlen ve eğrelti, ısırgan, mürver türleri ve muhtelif çayır otları yer alan tabiat parkında Fauna Sahada ormana bağlı kuşlar yanında yer yer göçmen kuşlar da görülür 1993 yılında B tipi Mesire Yeri olarak tescil edildi, 11.07.2011 tarihin de Tabiat Parkı oldu.

 

4 - ÇİTDERE TABİAT KORUMA ALANI

Bir hafta sonu Zonguldak’tan uzaklaşmak, kamp yapmak istiyorsunuz ama hem suya ulaşımı kolay, hem yürüyüş parkurları, hem de kamp yapabileceğiniz 4 mevsim ayrı güzellikleri sizlere sunan yeşilin 50 tonunu görebileceğiniz bir yer mi arıyorsunuz? O halde Çitdere Tabiat Koruma Alanına ne dersiniz?

Çitdere’de bildiklerinizi unutacak, kendinizi yeni keşiflerin bağrında bulacaksınız.

Karabük’e 45, Yenice’ye 15 km mesafede olan Çitdere, porsuk, dişbudak, çam, sedir, dünyada ender rastlanan ıstranca meşesi, gürgen, ıhlamur, kayacık, göknar, karaağaç, kayın ve daha birçok ağaç çeşidi ile geyik, karaca, kurt, sansar, vaşak, ayı, tavşan, yaban kedisi ve atmaca türlerine de ev sahipliği yapmaktadır.

 

5 – KIZILCAPINAR BARAJ GÖLÜ

Bir baraj gölü düşünün, suları çekildiğinde görülebilen onlarca ev kalıntısının otantikliğinde hem yeşili hem de maviyi size aynı anda sunsun.  Nereden mi bahsediyoruz? Elbette Ereğli sınırları içerisinde bulunan Kızılcapınar Baraj Gölünden.

1991-94 tarihleri arasında sulama, enerji ve içme suyu elde etmek amacı ile kurulan yapay göl etrafını da bir tabiat güzelliğine bürünmesini sağlamıştır.

Kızılcapınar Barajı ziyaretçilerine muhteşem doğa manzaraları bırakmaktadır. Özellikle Zonguldak gibi kömür ve demir çelik sanayisinin merkezi olan bir ilde doğaseverlerin tabiat ile buluşabileceği nadir yerlerden bir tanesidir. Yöre halkı tarafından baraja Erdemir Barajı veya Ovaköy Barajlıda denmektedir. Ereğli ilçesine yaklaşık 23 km uzaklıkta olan Kızılcapınar Barajı 1994 yılında DSİ tarafından yapılmıştır. Sahip olduğu hidroelektrik santral ile elektrik üretimi yapılmakta ve Ereğli Demir Çelik Fabrikasının su ihtiyacını karşılamaktadır. Baraja çeşitli tarihlerde balık avını zenginleştirmek adına alabalık atılarak gölün canlandırılması sağlanmıştır. Baraj gölü etrafında birçok mesire yapılacak yer bulunur. Ovaköy’ün göl kıyısında baraj öncesi yapılan yapıların su altında kalması sonunu baraj gölü içerisinde kalan yapılar fotoğrafçılar için ilgi noktası olarak görülmektedir. Eğer Kdz. Ereğli ilçesinden gidiyorsanız Zonguldak yönün doğru giderken Devrek – Güneşli tabelasının bulunduğu kavşaktan dönerek Baraj yoluna girin. Bu sapaktan sona 13,5 km Devrek yolunu takip ederek baraja ulaşabilirsiniz.

Zonguldak tarafından gelen kişiler içinde yine Devrek sapağı tercih edilebilir.

 

6  Sofular Mağarası

Mağaraların eşsiz havasını solumak isteyenler için bu sayımızda Zonguldak’ın merkezine oldukça yakın olan ve adını köyün isminden alan Sofular Mağarasını öneriyoruz. Gökgöl ya da Cehennemağzı mağaraları kadar bilinmeyen ve ziyaretçileri için uygun gezi ortamları henüz sağlanmamış olan bu mağarada dikitler ve sarkıtları eşliğinde milyonlarca yıllık izleri görebilir, mağara çevresinde yürüyüş ya da piknik gerçekleştirebilirsiniz.

Milyonlarca yıllık oluşumunu tamamlayan Sofular Mağarası eski Zonguldak-Çaycuma karayolunun 10. Km’sinde, Sofular Vadisinin yamaçlarında bulunmaktadır. Mağaranın uzunluğu 1.500 metre olup oldukça dik bir kuyunun solundan içeri doğru inilmektedir. Yüzlerce sarkıt ve dikitin bulunduğu mağarada salon adı verilen geniş bölmenin çevresinde çok sayıda küçük odacıklar bulunmaktadır. Yer yer küçük göl oluşumları mağarayı eşsiz kılmaktadır.

 

7 – FETİH ÇINARLARI

570 sene öncesinde bir tarihin, bir çağın, bir fethin nişanı olarak dikilen 8 çınar ağacının nereye dikildiklerini biliyor musunuz? Fazla düşünmeyin, hemen söylüyoruz. Zonguldak’ın Ereğli ilçesine dikildiler!

Çınar ağaçları betonlaşmanın hızla artması nedeni ile zarar görmüş olup Ereğli Belediyesi tarafından birkaç kez bakımları üstlenilmiştir.

Çınar Ağaçlarının çevresinde çok sayıda sosyal tesis bulunmakla birlikte bir tarihe tanıklık eden bu ağaçların gölgesinde ailenizle birlikte dinlenebilir, içeceklerinizi yudumlayabilirsiniz.

Peki, bu ağaçların hikayesi nedir?

İstanbul fethine hazırlanmakta olan Osmanlı ordusu Rumeli ve Anadolu hisarlarını onarmak ve inşasında kullanmak için sur (kale) taşına ihtiyaç duymuştur. Bunun üzerine Anadolu’nun birçok yerinden bu yapıma katkı sağlamak amacıyla irili-ufaklı birçok taş İstanbul’a getirilmiştir. Ve Anadolu’da birçok misyonu üstlenen Yunan mitolojisinde Heraclia Pontike (bugünkü Karadeniz Ereğli) olarak da bilinen kentimiz Türklerin eline geçmesiyle değişime kapılarını açmış, birçok tarihi olaya imza atmış ve tanıklık etmiştir. O dönemlerde (1400-1500 yılları arası) Ereğli’mizde taş ustalığı oldukça yaygındır ve tanınmış ustaları da vardır. Bunun bilinmesi üzerine Karadeniz Ereğli’den Hisar yapımına ve onarımına büyükçe ve lazım olanlar birçok taş gitmiştir. Bunun üzerine Fatih Sultan Mehmet Han Ereğli’ye İstanbul’un fethine katkılarından dolayı kendisinin fermanıyla 6 adet Fetih Çınarları dikilmesi emrini vermiştir. O yüzden bu ulu çınarların isimleri Fetih Çınarları olarak anılmaktadır. Yaklaşık olarak 550 yılı aşkın tarihe sahiptir.

 

8 – MADENCİOĞLU ŞELALESİ

Bir şelale düşünün, dere boylarında yürümek zorunda kalmadan, ıslanmadan varabilecek, aracınızı hemen yanına çekebilecek, piknik yapabilecek, ateş başı sohbet edebileceksiniz. Hadi oradan! Ne gezer böyle bir şelale mi diyorsunuz? Demeyin! Var öyle bir şelalemiz.

Devrek’ten Mengen istikametinde Özbağı köyü Madencioğlu mahallesini geçtiğinizde mezarlığın sağından orman yoluna girip yaklaşık 100 metre ilerledikten sonra Madencioğlu Şelalesi tam karşınızda.

Sizi Karşılayan Madencioğlu Şelalesi genelde en bilinen ve tek bilinendir. Fakat aynı dere boyunda çok yakın mesafelerle toplamda 3 şelale bulunmakla beraber her üçüde birer doğa şaheseridir.

KAYNAK: DERGİM - 92 sayfa renkli baskı, lüx laklı (kabartmalı) kapak.... Her kütüphanede olması gereken bir araştırma dergisi.

Abone olmak isteyenler: 0539 611 67 35